Son dönem İspanyol edebiyatının en popüler isimlerinden Benjamín Prado, geçtiğimiz günlerde Cervantes Enstitüsü’nün davetlisi olarak İstanbul’daydı. Biz de bu fırsatı değerlendirerek, ünlü edebiyatçıyla sanatını, İspanyol edebiyatının dünü ve bugününü konuştuk.
Rebecca Solnit, kadınların sessizleştirilmesine, şiddete uğramasına ve erkek egemen bir dünyada yaşamaya zorlanmasına karşı çıktığı metni Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar’da da, hem kadınlara dair hikâyeler anlatıyor hem de mevcut sistem yerine, eşitlik ve özgürlük hayalini dillendiriyor. Başka bir deyişle eril ezberi bozma yolunda sağlam adımlar atmak için öneriler getiriyor.
Empusyon / Olga Tokarczuk / Çev. Neşe Taluy Yüce / Timaş Yayınları / S. 352 / Roman
Eylül 1913. Birinci Dünya Savaşı arifesinde tüberkülozdan mustarip Mieczysław Wojnicz tedavi amaçlı Görbersdorf kasabasındaki bir sağlık merkezine, Avrupa’nın dört bir yanından hastaları ağırlayan Beyler Konukevi’ne gelir. Her gün hastalarla yemek salonunda toplanıp dönemin büyük meselelerini tartışırlar: Savaş çıkacak…
John Fowles, Ayrıntı Yayınları tarafından, Süha Sertabiboğlu çevirisi ile basılan “Günce 1949-1965” kitabında, Oxford’daki öğrencilik yıllarından itibaren tutmaya başladığı günlüklerinde, gözlemciliği kadar dünyayla tatlı-sert hesaplaşmalarını koyuyor ortaya. Konuşacak pek kimse bulamadığı o günlerde kaleme kâğıda sarılıyor, dünyayı ve doğayı izliyor. Boş laflardan sıkılıyor ve kendini bulmaya uğraşıyor, kendisinden sıtkı sıyrıldığında şiire yöneliyor.
Kadın yaşamını baskılayan sistemin kaynaklarına yönelik direnişçi şiirleriyle yaşadığı çağın ve coğrafyanın ötesine geçmiş Furûğ Ferruhzâd’ın “bütün şiirleri”ni tek bir kitapta toplayan “Kuş Ölümlüdür Sen Uçmayı Hatırla”nın çevirmeni Levent Çeviker ile Ferruhzâd’ı ve şiirlerini konuştuk.
Adam Phillips, psikanalizin değişimini ve dönüşümünü incelerken hem zamanımızın “kişisel gelişim” modasına eleştirel bir pencereden bakıyor hem de psikanalizin geçmişiyle bugününü karşılaştırıyor. “İyileşmek Üzerine”, bu bağlamda yazarın kültür, tatmin, haz gibi temalar eşliğinde psikanaliz kuramlarına girdiği ve iyileşmenin ne olduğunu irdelediği bir metin.
David Foster Wallace, “Sicim Teorisi”nde “insanın var oluşuna ve kaderine uygun bir metafor” nitelemesinin izinden giderek bu spor dalının efsane isimlerini, alışılagelmiş kullanımları ve farklı yaklaşımları kendi tutkusuyla birleştiriyor.
Bölük Pörçük Yaşamlar kırk yıldır okuduğum en önemli kitap. Eva Figes’in güzel son romanlarının müjdesini verdiği bir roman…
Arjantinli yazar Sergio Chejfec’in ifadesiyle “bir anlatı seyrüseferi kuran” Juan Jorgé Saer, Bulutlar’da 1800’lerin başında gerçekleşen bir yolculuk hikâyesiyle buluşturuyor bizi.
‘Nesnelliğe ve haktanırlığa ulaşma çabası, güzel bir çabadır, ama bütün bu ideallerin gerçekleşmesinin olanaksızlığını da hiçbir zaman unutmamalıyız. Bizim kendi sevimli dünya yazını kitaplığımızla amaçladığımız, birer bilgin ya da dünyayı yargılayacak kişiler olmak değildir; tek isteğimiz, en ulaşabileceğimiz kapılardan düşünce dünyasının kutsal topraklarına adım atmaktır. Onun için herkes işe, anlayabileceği ve sevebileceğiyle başlasın!’
“Son Yıllar”, kendisini dünyadan silmeyi kafaya koymuş genç Osamu Dazai’nin benliğiyle ve yaşamla itiştiği (ve bir şekilde hayatta kalırsa ileride bunun süreceğini) okura hissettirdiği öykülerden oluşuyor.
Bu hafta sizler için yeni çıkan altı yeni kitabı derledik. Bunlar arasında, Richard Yates’in “Özel Bir Yazgı”sı, Guram Rçeulişvili’nin “Aheste Tango”su, Saadat Hasan Manto’nun “Toba Tek Singh”i, Ilan Pappe’nin “Filistin’de Etnik Temizlik”i, Elise Massicard’ın “Mahalleyi Yönetmek”i ve son olarak, Fol Kitap’tan çıkan ve kolektif bir ürün olan “Sinema ve Mimarlık” bulunuyor. Şimdiden keyifli okumalar dileriz…
Bir kitap koleksiyoncusunun yaşamının bir günü: Biraz sabit fikir, biraz arayış, biraz fantazi…
“Hakim’in Yolculuğu” üçlemesi ve “Beklediğim Sen Değildin” ile tanınan Fransız çizer Fabien Toulmé’nin yeni kitabı İki Yaşam, iki kardeşin çelişkili ama sevgi dolu dünyasına kapı aralıyor. Fransız çizerin hayal kırıklığı, pişmanlık ve ölüm gibi güçlü duygularla çevrelenen çalışması iki ayrı dünyayı resmederken sevgiyi her zaman baş köşede tutmasını biliyor…
“Siz bizleri bilmiyorsunuz, bize gelince; biz sözleri biliyoruz. Siz hayat ırmağının akıntısıyla birlikte hızlıca gider, bizden tarafa dönüp bakmazsınız, ya biz, biz sizi görerek ve işiterek kıyıda otururuz. Siz bizim feryadımızı duymazsınız çünkü günlerin gürültüsü kulaklarınızı doldurmaktadır.” (1)
Fransız sanatçı Fabien Toulmé’nun hazırladığı ve Desen Yayınlarından çıkan “Hakim’in Yolculuğu – 1 Suriye’den Türkiye’ye” milyonlarca göçmenin yaşadığı sorunları, yol hikâyelerini tüm yalınlığıyla aktarıyor. Bunu yaparken, Hakim adındaki Suriye’li bir gencin savaştan kaçmak için çıktığı yolculukta başına gelenlere yakından tanıklık ediyoruz.
Haftanın öne çıkan kitapları arasından sizlere özel bir derleme yaptık. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.