Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Yazar sayfası: Ali Bulunmaz

‘Seçilememiş ABD Başkanı’ Gore Vidal

Yazarlığı, eşcinselliği, ABD tarihini anlattığı romanları ve siyasete soyunuşuyla hem çok sevilen hem de alabildiğine eleştirilen ve türlü iftiralara maruz kalan Gore Vidal, ailesinin kurduğu politik ilişkilerin yanı sıra ABD’nin gerçek tarihine dair kaleme aldığı kitaplarla ve akıntının tersine kürek çektiği romanlarıyla ismini duyurmuştu. ABD Başkanlığı’na adaylığını koymasını isteyenler de yok değildi aslında. Ancak bu…

Devamını Oku

Trump korkusu, yeniden

ABD tarihinin en tartışmalı başkanlarından olan Donald Trump, kaybettiği koltuğunu geri almak için kolları sıvadı. Kasım ayında yapılacak seçimler öncesi kurşunların hedefi olan Trump, seçim kazanma ihtimaliyle sıkça konuşulur hale geldi. Acemilik döneminde yaptıklarıyla hatırlanan Trump, “ustalık dönemi”nde nelere imza atabilir? Yeniden başkan seçilmesi hâlinde Trump’ın yol haritası üç aşağı beş yukarı belli: Daha fazla…

Devamını Oku

‘Bizim için değerli olan yakınlıkları kaybediyoruz’  

Judith Butler, şimdilerde unutmak üzere olduğumuz ya da sumen altı ettiğimiz fakat yaşamımızı sekteye uğrattığı kadar önemli ölçüde değiştiren COVID-19 salgınının yeryüzünde yol açtığı dönüşümleri incelediği; insan ilişkilerini ittiği farklı boyutları ve pandeminin anlamını çözümlediği “Ne Menem Bir Dünya Bu?” başlıklı çalışmasında, ekonomiyi yaşamın önüne koyanları, insanların birbirine ve doğaya bağlılığını yadsıyanları, ayyuka çıkan eşitsizlikleri;…

Devamını Oku

James Baldwin 100 yaşında 

Amerika’nın sosyal ve kültürel dokusunu yansıttığı çalışmalarıyla öne çıkan, Afro-Amerikan ve LGBTİ+ edebiyatı üzerine kalıcı eserler bırakan James Baldwin, 100 yaşında. Irkçılık karşıtı, sosyal adalet ve insan hakları konularında güçlü bir çığlık olan Baldwin, hâlâ okunuyor, fikirleri ayrımcılığa uğrayan ve öldürülen siyahlara, homofobiyle mücadele eden LGBTİ+’lara ilham veriyor. Yabancılaştırılanlara ve yersiz-yurtsuzlaştırılanlara seslenmeyi sürdürüyor.  

Devamını Oku

Onur haftasının ardından:‘Yakışıklı kadın’ Annemarie Schwarzenbach’ın mücadelesini hatırlamak  

Baş döndürücü hayatı gizemli görünüşü ile Annemarie Schwarzenbach, aşkın gücüne tutunurken yaşadığı dönem ve öncesinde LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılıklara ve şiddete karşı tavizsiz tavrıyla da öne çıkan bir isimdi. Onur haftasının ardından:‘Yakışıklı kadın’ Schwarzenbach’ı ve mücadelesini hatırlayalım… 

Devamını Oku

#4 | Dağılan kardeşliğin 33.yılı: Srebrenica’nın gözyaşları

Bosna Savaşı sırasında 8 binden fazla Boşnak sivilin Sırp askerler tarafından katledildiği Srebrenica Katliamı üzerinden tam 29 yıl geçti. 11 Temmuz 1995’te başlayan ve 8 bin 372 Boşnak sivilin Ratko Mladic emrindeki Sırp askerler tarafından hunharca öldürüldüğü bu katliam, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendiriliyor. Dağılan kardeşliğin 33’üncü yılında,…

Devamını Oku

Avrupa’da faşizm mevsimi (mi?) 

“1945 sonrası inşa edilen ve 2000’lerin ortalarına dek bir şekilde işleyen liberal siyasetin iflasın eşiğine gelmesi, solun büyük oranda liberalleşmesi ve ortaya çıkan boşluğun otoriter sağ tarafından doldurulması, bugün Avrupa’da yaşananların en önemli nedenlerinden. Diğer bir ifadeyle yüz yıl sonra “Avrupa’da sağ radikalizm” endişesi yeniden dillendirilmeye başlıyor.”

Devamını Oku

#3 | Dağılan kardeşliğin 33.yılı: Saraybosna’nın yok edilen hafızası

Bundan tam 32 yıl önce Saraybosna’nın hafızası Ulusal Kütüphane, Bosnalı Sırplar tarafından yok edildi. 25 Ağustos 1992’yi 26 Ağustos’a bağlayan gece yaşanan olayda, Radovan Karadzic ve General Ratko Mladiç komutasındaki Bosnalı Sırplar, hiçbir askeri önemi olmayan Ulusal Kütüphane neden hedef almıştı? Bu eylem bir ülkenin kitaplarının onun külturel kimliği açısından ne derece önemli olduğunu gösterdi.…

Devamını Oku

#1 | Dağılan kardeşliğin 33.yılı: Anti-Faşist direnişten parçalanmaya Yugoslavya

“Ülkemiz kristal bir küredir. Ben Josip Broz Tito, bu küreyi ellerimle tutarak değil alttan nefesimle üfleyerek havada tutuyorum. Umarım nefesim tükendiğinde birisi bu görevi devralır. Yoksa kristal küre yere düşer ve tuz buz olur,” Tito, 1978 yılında bunu söylemişti. Aradan geçen yılların ardından omuz omuza Faşizme karşı mücadele veren insanların arasına etnik kimlikler, dini mezhepler…

Devamını Oku