Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Sinema

Taşralı ve şehirli ikiliğinde kaybolan umutlarımız ve ‘Neandria’ – 1

“Taşra alegorisi” son yıllarda sinemamızda fazlasıyla ele alınan konuların başında geliyor. Klişelerle yoğrulan, kadınların yan rollere sıkıştırıldığı ve erkeklik odaklı taşra anlatılarına alternatif olan Reha Erdem’in 2023 yapımı ‘Neandria’sı sinemaya yeni bir soluk getirdi. Peki ama son döneme beyaz perdeye damgasını vuran taşra anlatısına nerden bakmak lazım? ‘Hayat’, ‘Kurak Günler’, ‘Karanlık Gece’ ve ‘Neandria’ üzerinden…

Devamını Oku

‘Faruk’: Kurguyla gerçek arasında bir dönüşüm hikâyesi

Bu yıl Berlin FIPRESCI Ödülü’nü kazanan, kurgu ile gerçeklik arasındaki sınırları ustalıkla ortadan kaldıran ve yönetmenliğini Aslı Özge’nin yaptığı ‘Faruk’, İstanbul Film Festivali gösterimlerinin ardından MUBI’de gösterimde. Kentsel dönüşüm olgusunu, kent ve birey arasındaki kopuşları merkeze alan “Faruk”un hikâyesi, sinemayla hayatın iç içe geçtiği eşsiz bir baba-kız portresi…

Devamını Oku

Kötülüğün fildişi kulesi: The Zone of Interest

Jonathan Glazer’ın’En İyi Uluslararası Film’ Oscar’ını ve Cannes Film Festivali’nden ‘Juri Büyük Ödülü’nü aldığı filmi ‘The Zone of Interest’, faşizmin yaratıığı yıkımın ve bir ölüm fabrikasında kurulan “cennetin” hikâyesini anlatmaya koyuluyor. İnsan onurunun rafa kalktığı bu noktada, mutlak kötülükle ve zorbalığın sıradanlaşmasıyla karşı karşıyayız (bugün bile)…

Devamını Oku

‘Sinemanın Filistin’in kurtuluşu için bir silah olduğu düşüncesi, bizim birleşmemizi sağladı’

1968 yılında Ürdün’de, Arap görsel kültür tarihinin en cesur hareketlerinden biri olarak halen varlığını sürdüren bir sinema hareketi başladı. Mustafa Abu Ali, Sulafa Jadallah, Hani Jawhariah, Salah Abu Hannood ve daha birçok sinemacı ve araştırmacıdan oluşan Filistin Sinema Topluluğu (PFU), Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) desteğiyle bir araya geldi. Amaçları günlük yaşamı ve bu dönemde Filistin’de…

Devamını Oku

Ardımızda bırakacağımız bir dünya kaldı mı?

Netfilix’de gösterimde olan ‘Leave the World Behind’, “modern dünyanın katastrofik sonu”na ilişkin olası senaryoları çarpıcı bir dille yansıtıyor. Hollywood’da eşine nadir rastlanan bir sorgulamaya ev sahipliği yapan film, modernitenin geldiği noktayı ve gideceği nihai sonu gözler önüne seriyor. Korkuları, pişmanlıkları ve çaresizlikleriyle köşeye sıkışan insanları yansıtarak…

Devamını Oku

‘Filmin kaderciliği öyküde değil, ölümdedir’

Dünya sinemasının en yetenekli ve en aykırı yönetmenlerinden Pier Paolo Pasolini, yarattığı özgün dille adından söz ettiren bir sinema insanı. 1961 yılında ‘Accattone’ ve ‘Mamma Roma’yla başladığı sinema yolculuğunda, toplum tarafından marjinalize edilmiş karakterlere, faşizmin çirkin yüzüne, lümpen proletaryaya ve cinsel dürtülerinin esiri olan insana odaklandı. Sinemaya ‘sıradan’ insanın gözüyle bakan yönetmen, 60 yıl önce…

Devamını Oku

Martin Scorsese’den Amerikan kapitalizminin şiddetle örülü kanlı geçmişi

Martin Scorsese, son filmi ‘Dolunay Katilleri’nde kendi topraklarında katledilen, daha sonra artık “efendileri” olan beyaz Amerikalılar tarafından rezervasyon bölgelerine yollanan ve orada yaşamaları söylenen yerli halklardan biri olan Osage halkının hikâyesini konu alıyor. Kan ve şiddet sarmalının pişinden giden Scorsese, hem bir sinemacı hem de tarihe şahitlik etme misyonunu yerine getiriyor.

Devamını Oku