Amerikan sinemasının aykırı ismi David Lynch hayata gözlerini yumdu. Lynch’in sanatsal yolculuğunu inceleyen Richard Brody, usta yönetmenin sürrealist ve vizyoner filmlerinin, Amerikan toplumunun ikiyüzlülüğünü, karanlık yönlerini nasıl cesurca ve incelikle ortaya koyuyor.
Bu röportaj, “Woody Allen sineması”nın estetik ve etik boyutlarını derinlemesine anlamak için bir fırsat sunuyor. Allen’ın iç dünyasına ve sanatına ışık tutan bu söyleşi, yönetmenin özgün bakış açısını keşfetmeye davet ediyor bizleri.
Caspar David Friedrich’in resimleri, kuzeyin melankolik ruhunu yansıtan, içe dönük bir dünyanın kapılarını aralıyor. Sessizliğin uğultusu, kışa özgü gökyünü ve yaprakları dökülmüş ağaçları, insanın kırılganlığını ve ölümlülüğünü anımsatıyor. Resimlerinde, doğanın sonsuzluğu ve insanın içsel yolculuğu, büyüleyici bir estetikle birleştiriyor.
1970’ler ve 80’lerde Arjantin’deki ‘Kirli Savaş’ sırasında büyüyen Marcelo Brodsky, küçük yaşlardan itibaren kitle eylemlerine doğal bir ilgi duydu. Yıllar içinde gelişen bu merak, bugün çalışmalarının temelini oluşturuyor. Sanatçı, dönemin bağlamını göstermek, protesto edilen konuları ve sembolik kareleri vurgulamak için toplumsal tarihe notlar düşüyor. Brodsky, tarihsel süreçte toplumsal ayaklanmaların sanatını nasıl bir dönüşüme uğrattığını anlatıyor…
Tozlu raflarda kalan albümler ve hayatimiza yeni giren gruplar bu hafta bizlerle! Bazı albümler zamana meydan okudu, bazısı çok daha küçük bir kitlenin baş ucundaki yerini koruyor. Doğa Düzyol, yeni yılın ilk yazısında bize melankolinin kapılarını açıyor. The Smith ve Sigur Ros’un olduğu listede, açılan bu kapıyı istesek de kolay kolay kapatamayız…
2024’te izleyicilerin beğenisini kazanan ve dikkat çekici en popüler 10 diziyi sizler için sıraladık.
Tiyatro Circa, modern uyarlamayla “Bir Bebek Evi”ni izleyicisiyle buluştururken, toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine süregelen tartışmalara yeni bir boyut kazandırıyor…
1571 tarihini taşıyan bu metin ilginç elyazmasının bir bölümü sadece. “Avrupa Musikisiyle Karşılaştırmalı Türk Musikisi” başlıklı elyazması, 1746-1753 yıllarını İstanbul’da geçiren, sırasıyla Halep, Kahire ve İzmir’deki Fransız konsolosluklarında baştercümanlık görevinde bulunan Charles Fonton imzasını taşıyor. Türk Musikisini nesnel bir yaklaşımla irdeleyen bu belge-metni Bibliotheque Nationale’in Türkçe El Yazmaları Bölümü’nde ilk keşfeden ve Türkçeye kazandıran ise…
2010’larla Türkiye’de hız kazanan kentsel dönüşüm meselesi yansımalarını film evreninde de gösterdi. Yeni dönemde, taşra filmlerinden göz gözü görmezken hangi şehir merkezli filmler, taşra alegorilerine gerek kalmadan bizi kendi dünyasına çekiyor, benzer sıkışmışlıkları hissettiriyor…
77. Cannes Film Festivali’nde dünya prömiyerini gerçekleştiren ve En İyi Senaryo ödülünü alan ‘The Substance’, MeToo hereketiyle birlikte ortaya çıkan ve Hollywood’daki kadınların karşı karşıya kaldığı şiddet, eşitsizlik ve beden politikalarına karşı gelişen başkaldırının adeta yansıması.
Tozlu raflarda kalan albümler ve hayatimiza yeni giren gruplar bu hafta bizlerle! Bazı albümler zamana meydan okudu, bazısı çok daha küçük bir kitlenin baş ucundaki yerini koruyor. Doğa Düzyol, bu hafta biraz rock, biraz synth ve biraz muzikalle karşınızda. Depech Mode efsanesi, The Last Dinner Party ve bir muzikal: Hair!
Michael Jackson, Frank Sinatra, Miles Davis, Aretha Franklin ve daha bir çok sanatçıyla ABD müzik ve kültür endüstrisini inşa eden Quincy Jones 91 yaşında hayata gözlerini yumdu. Sektörün adeta kara kutusu olarak görülen, hayatı boyunca 27 kez Grammy ödülünü kazanan, 20. yüzyılın en etkili caz müzisyenlerinden biri olarak gösterilen Quincy, artık aramızda yok. Sizler için…
“Taşra alegorisi” son yıllarda sinemamızda fazlasıyla ele alınan konuların başında geliyor. Klişelerle yoğrulan, kadınların yan rollere sıkıştırıldığı ve erkeklik odaklı taşra anlatılarına alternatif olan Reha Erdem’in 2023 yapımı ‘Neandria’sı sinemaya yeni bir soluk getirdi. Peki ama son döneme beyaz perdeye damgasını vuran taşra anlatısına nerden bakmak lazım? ‘Hayat’, ‘Kurak Günler’, ‘Karanlık Gece’ ve ‘Neandria’ üzerinden…
“‘Gelecek Günler’, yok olanı düşünmenin imkânsızlığıyla biter belki de, var olanın kendini dayatmasıyla. Düşünce ve deneyim arasındaki ayrımda, insanın her nefesinde deneyimlemeye devam etmesinin kazanımıdır L’avenir.”
ABD’de yeniden başkanlık yarışına girişen Donald Trump’ın ilk yıllarına odaklanan The Apprentice, ABD güç mekanizmasının kalbine dalarak, geleceğin başkanını karanlık ve etkileyici bir mercekten bakarak inceliyor.
Sultan-ı Yegah (1981) - Nur Yoldaş
Kayıt: İstanbul Gelişim Stüdyosu Mayıs 1981
Yapımcı: Ergüder Yoldaş
Uzunluk: 48:55
Daha önce dünyada 80'ler pop müziğine ve hatta yeni romantikler akımına bir göz atmıştık. Elbette ki, 80'lerin getirdiklerinden Türk müzik sektörü de nasibini almıştır ve bu dönemde endüstrinin gidişatını değiştiren işlere imza atılmıştır. Fakat bugün bakacağımız albüm, benim gözümde benzeri…
‘Time Masters’, Piel’in varlığıyla kendi yetersizliğinin bilinciyle kendini tamamlamak için değil kendini tartışma konusu etmek için ötekine yönelir. Bir “ortaklık” imkânı yaratarak aidiyetsizlik, niteliksizlik, mülksüzlük ve kimliksizlik olanağının aralığından bakar izleyene.
Bu yıl Berlin FIPRESCI Ödülü’nü kazanan, kurgu ile gerçeklik arasındaki sınırları ustalıkla ortadan kaldıran ve yönetmenliğini Aslı Özge’nin yaptığı ‘Faruk’, İstanbul Film Festivali gösterimlerinin ardından MUBI’de gösterimde. Kentsel dönüşüm olgusunu, kent ve birey arasındaki kopuşları merkeze alan “Faruk”un hikâyesi, sinemayla hayatın iç içe geçtiği eşsiz bir baba-kız portresi…
Bir filmi “feminist” yapan kriterler konusunda daha seçici nasıl davranacağız? Dilerseniz feminist sinemayı birkaç örnek üzerinden konuşalım…
Tozlu raflarda kalan albümler yeniden ortaya çıksın! Bazı albümler zamana meydan okudu, bazısı çok daha küçük bir kitlenin baş ucundaki yerini koruyor. Doğa Düzyol, bu hafta da tarz deryasının bir ucundan diğerine dolaştı, iddialı bir listeyle kapınızı çaldı. Seçkimizde IGOR, Devdas ve Dostlara Selam; dinlemenizi bekliyor…