Vücudun bazı bölgelerine dokunmayı erotik kılan ama diğerlerine dokunmayı erotik kılmayan şey nedir? Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde nörobilim profesörü David J. Linden yazdı…
Kültürümüz seks ve ölümü ayrı tutmak için uğraş veriyor, ancak libidoyu yeniden canlandırmak acının hafifletilmesini sağlayabilir…
Althusser’in 16 Kasım 1980’de eşi Hélène’i öldürmesiyle değişen yaşamı 23 Ekim 1990’da sona ermişti. Gözetim altına alındığı günden ölümüne dek üzerinde çalıştığı Gelecek Uzun Sürer başlığıyla yayımlanan felsefi savunmasını kaleme almıştı düşünür. Yalnızca bir kitap değildi o; hem özgürlüğünden olmuş hem de benliğinden kopmuş bir adamın dünyaya vedasıydı…
Stuart Jeffries, “Büyük Uçurum Oteli”nde hem yakın geçmişi hem de Frankfurt Okulu temsilcilerinin çabasını anlatırken dünden bugüne miras kalan tartışmaları gündeme getiriyor.
Yanızlık o kadar derin anlamları içinde barındıran bir kelime ki, “Yalnızım” cümlesinin tek başına bir hissiyatı anlatması mümkün değil. Kendiyle arkadaş olan, anı yaşamaktan keyif alanlar yalnızlıktan mutlu ve aslında tam olarak yalnız da sayılmaz. Kendiyle arası olmayanlar, iç sesiyle çatışma içinde olanlar, yaşantısına her an bir şahit arayanlar ve anda olmayanlar için ise “Yalnızım”…
Pornografi gerçekten de erkek egemenliğinin bir silahı olarak kadın bedenini metalaştıran bir silah mı? St John’s Üniversitesi profesörlerinden Kathleen Lubey, pornografinin aslında bize kendimiz ve kültürümüz hakkında anlatacağı çok şeyi olduğunu söylüyor.
Alman araştırmacı Götz Wienold’un bu roman üzerine 1986’da kaleme aldığı bir inceleme yazısından, “Vergilius’un Ölümü”nde zaman, ölüm ve sonsuzluk üzerine bölümler aktarılmaktadır.
Emperyalizm ve emperyal güçlerin beraberinde getirdiği neoliberalizm, kültürleri kendi kodlarından uzaklaştırıyor. Faisal Devjiis Batı medeniyetini çözümlüyor. Keyifli okumalar…
Göstergebilimin çabaları aralıksız olarak büyüdüğünde, dünyada anlamlamanın öneminin ve eriminin farkına daha iyi varılacaktır; anlamlama, biraz da, olay’ın daha önceleri pozitif bilimin düşünce birimini oluşturduğu gibi, çağcıl dünyanın düşünme aracı halini almaktadır.
Uygarlık tarihi boyunca zırh biçimindeki giysinin kişi davranışını ve sonuçta toplumsal ahlakı ne denli etkilemiş olduğunu düşündüm.
Ailenizin ve arkadaşlarınızın koşulsuz sevgisine sahip olabilir ama yine de derin bir yalnızlık hissedebilirsiniz. Felsefe bunun nedenini açıklayabilir mi?
“İstenilen bütün dolambaçlara saptıktan sonra nihayet insan düzeyine erişilemiyorsa, kanaatimce bir şey başarılmış sayılamaz.”
‘Düşünselliğimiz şu andaki deneyimimizle sınırlanmışken, nasıl ideal bir toplumdan söz edebiliriz? Birkaç yıldır artık programlamadan değil ileriye bakmaktan söz ediliyor. Hiç kuşkusuz bir ilerlemedir bu. Artık geleceğin, geçmişin deneyimini izleyerek tasarlanamayacağını anladık. Ne var ki, geleceği ileriye dönük olarak yalnızca bugünün unsurlarından yola çıkarak tasarlayabileceğimizi henüz anlamış değiliz.’
Bu makale 1987 yılında Bilsak’ta düzenlenen yuvarlak masa toplantısında “İslam ve demokrasi” üzerine yapılan tartışmanın bir ürünü. Toplantıda, siyasal İslamcı akımlardan, özgürlüğe ve demokrasinin içinde bulunduğu tehlikelere kadar birçok başlık masaya yatırılıyor.
‘Aynı nehre iki kez girilmez diyen kişi yanılıyordu; aynı nehre iki kez girilebilir…’
Türkiye’de felsefeye ilişkin çok sayıda yazı kaleme alındı. Bu maceralı yolculukta, ülkede yaşanan ve 100 yılı bulan bir maceranın ayak izlerini takip ediyoruz…
1980’ler ve 1990’lar boyunca piyasa demokrasilerinin alternatifi olmadığı düşüncesi bir tür kaderciliğe yol açtı. Öte yandan, yirmi yıldır gözlemlenebilen protestoların yeniden silahlanması ideolojik çatışmaları yeniden ön plâna çıkarmıştı. Öyle ki bazen fikirler savaşına sahip olmadığı bir rol ve güç atfedildi…