Share This Article
İstanbul seçimleri başlıklı dosyamızda bugünden başlayarak geriye doğru yerel seçimleri ele alacağız. Bunu yaparken ülkenin içinde bulunduğu ekonomik – siyasi duruma da odaklanacağız.
Yerel seçimleri ele almamızdaki en önemli faktörlerden biri Türkiye’de 2019 seçimlerinin oturduğu yer. Çünkü 25 yıl (Refah Partisi’nin 1994 zaferinden itibaren) İstanbul’u yöneten AKP ilk kez kaybetmiş ve ana muhalefet partisi CHP galip çıkmıştı.
Bu seçimlerden zaferle çıkan CHP ve onu destekleyen diğer muhalefet partileri ise CHP’nin yakaladığı rüzgârla, 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanabileceğine inanmış, iki kez tekrarlanan 2019 yerel seçimlerinden zaferle çıkmanın verdiği heyecanla kampanya yürütmüştü. Uzun aradan sonra ilk kez kazanılan İstanbul seçimi seçmen için bir motivasyon kaynağı olurken bu zaferin genel seçimlerin sonuçlarını değiştirebileceği kanısı da giderek güçleniyordu.
2017 referandumu sonrası seçim hazırlıkları
2017 referandumu ve 2018 Haziran genel seçimlerinden zaferle çıkan AKP ve onun ortağı MHP, 2019 yılının 31 Martı’nda yapılacak yerel seçimleri kazanabileceklerine kesin gözüyle bakıyordu.
Muhalefet ise seçimlerde aldığı yenilgiyle yerel seçimlere moralsiz gidiyordu. Türkiye’de 2018’den itibaren artan ekonomik kriz, seçimden zaferle çıkmış iktidarı zorlamaya başlarken, meydanlarda kurulan seyyar tanzim araçlarıyla krize çare aranıyordu.
Muhalefet “soğan kuyrukları” ile iktidarı sıkıştırmaya çalışırken, adaylar da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyordu. Cumhur İttifakı’nda dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun adaylığı gündeme gelse de Erdoğan, uzun yıllardır yol arkadaşı olan Binali Yıldırım’ı aday çıkararak hem vefa gösteriyor, hem kendi hareketi dışında başka bir isme yer olmadığını bir kez daha ilan etmiş oluyordu.
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 6 Mayıs 2019 Pazartesi günü geç saatlerde seçimin tekrarlanacağı haberini aldıktan sonra İstanbul’daki miting düzenledi.
CHP ve İYİ Parti ise 2018 seçimlerinde ortaya çıkan ittifak görüşmelerini ilerleterek bunu başka bir aşamaya taşıdı ve tek adayda karar kıldı. CHP, ittifak görüşmeleriyle yeniden İstanbul’u almanın hesaplarını yaparken diğer yandan ittifak dışında tuttuğu HDP ve Kürt seçmeni de yanına alarak seçimi garantilemeye çalışıyordu.
Demografik yapısı itibarıyla Karadeniz, İç Anadolu ve Kürt seçmen ağırlığı bulunan İstanbul’da CHP, Trabzonlu bir iş adamı olarak bilinen, bir dönem CHP ilçe başkanlığı yapmış daha sonra Beylikdüzü’nü AKP’nin elinden alarak yöneten Ekrem İmamoğlu’nu aday gösterdi.
Tanınırlığı Yıldırım’a göre daha az olan İmamoğlu, seçim çalışmalarının ilk günlerinde seçmende bir heyecan yaratmasa da sosyal medyanın etkisi ve bazı AKP’li siyasetçilerin İmamoğlu’na yönelik “pontusçu” vb. söylemleri İmamoğlu’nun tanınmasında etkili rol oynadı. Dolayısıyla toplumda, “İmamoğlu kim?” merakını da giderek arttırdı.
Soylu-Yıldırım gerilimi
Vaatler ve projeler havada uçuşurken, İstanbul seçimlerinde etkisi konuşulan Kürt seçmenin de ne yapacağı merak konusuydu.
Çözüm sürecinin bitmesiyle birlikte Kürt seçmenle mesafesi açılan AKP, Yıldırım’ın “sempatik” Kürtçe konuşmalarıyla bu açıyı kapatabileceğini varsayıyordu ancak bunun önünde bir engel vardı: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.
Yıldırım yaptığı konuşmalarla hatta Kürt illerine gezilerle aradaki soğukluğu gidermeye çalışsa da Soylu’nun HDP’ye ve Kürtlere dönük tutumu, Yıldırım’ın işini zorlaştırıyordu. HDP ise uzun süren tartışmaların ardından aday çıkarmayacağını duyurdu.
Desteklediği aday ismi açıklamayan HDP, yaptığı AKP karşıtı açıklamalarla İmamoğlu’nu desteklediğini dolaylı olarak duyuruyordu.
Asılan afişler, billboardlar, televizyon konuşmaları… Hiçbiri sosyal medyanın gücü kadar olamıyor, âdeta sosyal medya iki rakibin seçmenlerinin savaşlarına sahne oluyordu. 1994’ten beri İstanbul’u yöneten siyasal İslamcı hareket, seçimleri almaya kesin gözüyle bakıyordu.
Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran 2019 Pazar günü geç saatlerde İstanbul’da düzenlenen kutlama mitinginde İstanbullularla buluştu. Tekrarlanan seçimlerin ardından seçim gecesi kutlamasına on binlerce kişi katıldı.
Dillere dolanan slogan: Gençliğimiz var, her şey çok güzel olacak
1994’te seçilen Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığına götüren serüvenin şehri olan İstanbul, Erdoğan’ın da gözbebeğiydi. Ancak işler onun istediği gibi gitmedi. İmamoğlu’nun genç seçmene seslenen “Her şey çok güzel olacak” gibi dillere dolanan sloganı kısa süre içinde CHP seçmeni üzerindeki etkisini gösterdi.
AKP’ye ise tam anlamıyla bir kaos hâkimdi. İstanbul’da Soylu’nun mu yoksa Yıldırım’ın mı seçim çalışması yaptığı anlaşılmıyor, bu belirsizlik Erdoğan’ın gündeminde önemli yer tutuyordu.
Seçimlere günler kala bütün İstanbul’u dolaşan Erdoğan’ın motivasyon konuşmaları da yetmiyordu. Muhalefet 2018 seçimlerinin şokunu atlatmış, İmamoğlu’nun yarattığı enerjiyle seçimlere dört elle sarılmıştı.
CHP’nin 2018 seçimlerinden ders alarak daha önce yapmadığı bir şekilde seçim güvenliğine sarılması ve sandık başlarından ayrılmaması meyvelerini 31 Mart gecesi sabaha doğru veriyor, seçim haritası İstanbul’da sarı renkten (AKP) kırmızıya (CHP) dönüyordu…
Muharrem İnce’nin seçim gecesi gözden kaybolmasına benzer bir süreci tekrar yaşayacağını düşünen seçmen, sabaha kadar oylarına sahip çıkan bir adayla seçimin ilk turunu 23 bin oyla kazanıyordu.
Anadolu Ajansı’nın türlü manipülasyonları, Yıldırım’ın bütün İstanbul sokaklarına kazandığını ima eden “Teşekkürler İstanbul” afişleri karşısında seçim kazanılmış ancak YSK’nın da devreye girdiği hukuksuz bir karar sonucunda İstanbul seçimleri 6 Mayıs tarihinde iptal edilmişti.
Mazbatasını oy sayımları nedeniyle 17 Nisan’da alan İmamoğlu koltuğunda sadece 19 gün kalabilmişti. Seçimlerin iptal edilmesi seçmende, “bunlar ne yapar eder seçimleri kazanır” algısını güçlendirse de İmamoğlu seçimin iptal edildiği gece yaptığı “Gençliğimiz var, her şey çok güzel olacak” açıklamasıyla seçmeni hem motive etmiş hem de seçimi o kadar kolay kolay vermeyeceğini ilan etmişti.
İstanbul’un kaderi 25 yıl sonra değişti
Türkiye tarihinin de dönüm noktalarından birini yaşıyordu. 23 Haziran’a alınan seçimler için yarış yeniden başladı. AKP’nin seçimi iptal ettirmesi, seçmenlerin aklına Erdoğan’ın belediye başkanı iken tutuklanması ve sonrasında yaşadığı mağduriyeti getirmiş ancak bunu sadece Erdoğan ve ekibi hesap edememişti.
Erdoğan yıllar önce kendisine yaşatılan mağduriyeti, yıllar sonra başka bir rakibine yaşatıyor ve onu bu şekilde yenmeyi düşünüyordu.
Ancak tam tersi oldu, İmamoğlu’nun mağdur olduğu algısı hızla yayılırken birbirine kenetlenen seçmen, bu kez 800 bini aşkın bir oy farkıyla İmamoğlu’na tarihsel bir zafer kazandırıyordu.
İstanbul’un kaderi 25 yıl sonra değişiyordu…
Peki ama 2023 seçimleri sonrasında darmadağın olan muhalefet cephesi yeniden bir hedef etrafında kenetlenip, AKP’nin iştahını kabartan İstanbul’u alabilecek mi? Özgür Özel’in CHP’nin başına geçmesinin ardından yerel seçimlere dair ne gibi adımlar atılacağını birlikte göreceğiz.