Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Mag

Okulculuğumuz

Çepeçevre duvarla sarılmış Kocaman bir avludayız, yani küçücük Kocamanız yani Okulların üstündeki gökler yırtılmaz, delinmez türden kuşkusuz. Ve bu duvarları böylesine yüksek yapanlar hiç okulda okumamışlar besbelli. Büyük ilgisizliği Marie France Boyer ile “Katıların genleşmesi”nin, usumun çengelleri günün olaylarına takılı tepemden çatlıyorum. Çözümsüz fizik sorunları bunlar, bu kitabı yazanın anasını belliyorum. Benim penceremin otuz iki…

Devamını Oku

Yıkılan Avrupa’nın molozları arasında edebiyatın yeni şekli

“Savaşta gördüklerimizi, yurda dönüşte yaşadıklarımızı, döndüğümüzde karşılaştığımız manzarayı yazıyorduk. Bu da edebiyatımızın karakterinin savaş, yurda dönüş ve yıkıntı üzerine şekillenmesine yol açtı. Savaşta altı yıl sonra yurda dönmüştük, karşımızda yıkıntılar bulmuş, yıkıntılar üzerine yazıp çizmeye başlamıştık. İşin tuhafı, “yıkıntı edebiyatı” ismini sitemli ve nerdeyse gücenik tonda kullanıyorduk.”

Devamını Oku

‘Anavatanı olmayan biri için yazı yaşanacak bir yer halini alır!’

Rusya-Ukrayna arasında tüm şiddetiyle devam eden savaş milyonlarca insanın evinden kopup uzaklara savrulmasına yol açtı. Aniden patlak veren yerel krizlerle karşı karşıya kaldığımız bugünlerde, göç, sürgün ve belleksiz bırakılmayı ele almakta fayda var. Edward Said, bir entelektüelin gözlerinden sürgünün yarattığı sosyal, psikolojik ve kültürel etkileri ele alıyor.

Devamını Oku

Ukrayna savaşının gölgesinde Rus klasiklerini yeniden okumak

“Ukrayna’da, 2019’da, Dostoyevski’nin alışılmadık bir eleştirisiyle karşılaştığımda, içgüdüsel olarak romanların nesnel bir şekilde okunması gerektiği fikrine geri dönmüştüm. Peki ama Dostoyevski’ye karşı nesnel tutum neydi? “Düşman Putin’dir, Puşkin değil”: bu nesnel miydi? Böyle bir düşünce uzun zamandır kendi zihinsel yapımın bir parçasını oluşturuyordu.”

Devamını Oku

Mübadelenin 100. Yılında Savaş, Sürgün, Edebiyat | Yaşar Kemal’in ‘Bir Ada Hikâyesi’

“Yaşar Kemal’in romanlarda anlattığı insanların birer hayat hikâyeleri, geçmişleri var. O geçmiş ta Kafkasya’ya gidiyor. Girit’ten gelenler var, Balkanlardan gelenler var. O adada toplanıyorlar. Böylece bir topluluk, halk oluşuyor orada. Fakat bunu anlatırken o savaşları, 1915’i, Rusların Doğu Anadolu’ya girmesini, Mezopotamya’daki savaşları da anlatıyor.”

Devamını Oku

Kahramanmaraş depremi : Sesimizi duyan var mı!

Türkiye’nin güneydoğusunu vuran deprem tüm ülkeyi derinden üzdü. Yaşanan bu depremler son yüzyılın en büyük depremleri olarak kayıtlara geçti. Ayrıca 2023 yılı içinde dünyada genelinde gerçekleşen en büyük felaket olarak kayıtlara geçti. Depremlerde Türkiye’de yaklaşık 50 bin 500 kişi öldü, yaklaşık 107 bin 204 kişi ise yaralandı. 301 bin bina hasar aldı veya yıkıldı.

Devamını Oku