Share This Article
“Sonsuz takdirleriniz ve şahsıma gösterilen söz dostluğu kâfi değildir. Bana maddeten zahir olmanız gerektir… 365 günde yani koca yılda bir defacık kesenizi İstanbul Ansiklopedisine açınız ve 1580 kuruş gibi, üç mavnacının Balıkpazarı’nda bir akşamlık rakı parasını vererek abone olunuz… Otuzuncu fasiküle gelmiş olan bu eser, benim namusumla, hayatımla sigortalıdır. Dilediğim elden ayaktan düşmeden bir gün onun herhangi bir sayfasının üzerinde çalışırken kapanıp ölmektedir. O zaman, işte o zaman… Eğer benden sonra heyetler bu işi başarabilirse… Kanayan kalbimin remzi olarak son tashihlerini yaptığım kelimeye kırmızı mürekkeple bassınlar.”
Reşat Ekrem Koçu
Reşat Ekrem Koçu, 30. fasikül ile 1088 sayfada yayın hayatının sonuna gelen İstanbul Ansiklopedisi‘nin son fasikülün kapağında böyle yazmıştı. Tam da böyle oldu. A’dan Z’ye hazır olduğu söylenen ansiklopedi, Koçu’nun zihninde tamamlanmış ve maddeler harf harf listelenmiş, hatta bazıları kaleme alınmış olsa da, belgeleri, notları, çizimleri derleyip yazılacak bir o kadar, belki daha fazla madde olduğu anlaşılıyordu. Koçu’nun telefonla randevulaştığı Sabiha Bozcalı’nın kendisini ziyarete gideceği günün öncesinde, 6 Temmuz 1975 pazar akşamı aniden vefat etmesi beklenmedik bir durum oldu. Ölüm onu ansiklopedisinin yanında toprağın bağrına yatırdı.
Bir ansiklopedinin başlangıcı
İstanbul Ansiklopedisi için Reşad Ekrem Koçu’nun 1940’ların başlarında başlattığı bir proje olduğunu söylersek yanlış olmaz. Ansiklopedinin ortaya çıkışı, Türkiye’nin modernleşme süreci ve bu süreçteki toplumsal dönüşümlerle doğrudan ilişkili. Dolayısıyla bir geçiş süreci.
2yaka, her pazar haftanın öne çıkanlarını e-posta kutunuza taşıyor.
Sosyolog İlhan Tekeli’nin belirttiği gibi, 1930’lu yıllarda Kemalist rejim, radikal modernleşme projesiyle ulus-devletin sosyo-mekânsal inşasına başlamıştı. Bu dönemde İstanbul, Osmanlı’nın kozmopolit kent imgesinin yerine geçecek şekilde yeniden inşa edilmeye çalışılıyordu. İstanbul Valisi Lütfi Kırdar döneminde, kentin çamurlu iç mahalleleri modernize edilerek yeni yollar, parklar ve kültürel donatılar oluşturuldu. Oluşum bir yanılgı ortaya çıkardı: Sadece başarılıların hikâyesi. Bu anlaşılabilir bir şeydi çünkü, artık monarşi harici kazananlar vardı. Buna rağmen gelenek devam etti. Ansiklopediler kazanan liderleri yazdı.
Bütün bu koşullara karşı tam olmasa da bir muhalif ansiklopedi girişimi doğdu. Reşat Ekrem Koçu’nun girişimiyle İstanbul Ansiklopedisi. Söz konusu ansiklopedinin amacı, sadece İstanbul’un fiziki yapısını değil, aynı zamanda gündelik hayat alışkanlıkları, kültürel imgeler ve toplumsal yapısını da belgelemekti.
Reşad Ekrem Koçu, ansiklopedide kentin eskiye dair imgelerini, Osmanlı aristokratları, bekârlar, gayrimüslimler, kabadayılar gibi modern rejimin “ötekilerini” ve meyhaneler, kahvehaneler gibi ötekilik mekânlarını detaylandırdı. Bu çerçevede, ansiklopedi hem modernleşme sürecini eleştirir bir nitelik taşıdı, hem de İstanbul’un zengin kültürel ve sosyal dokusunu koruma ve aktarma amacı güttü.
Ansiklopedinin yayımlanma süreci, Türkiye’nin Batı ekonomik sistemine ve çok partili rejime geçiş dönemine denk geldi. Bu geçiş sürecinde Türkiye’nin kültürel mirasının korunması ve belgelenmesi ihtiyacını karşıladı. İstanbul’un gündelik yaşamını, sokaklarını, önemli olaylarını ve sosyal pratiklerini detaylandırarak, şehrin bu yönüyle geçmişine dair neredeyse tek başvuru kaynağı oldu.
Reşat Ekrem Koçu’nun hayatı ve edebi kariyeri
Reşat Ekrem Koçu, 1905 yılında İstanbul’da doğdu. İlkokulu Konya’da okuduktan sonra, savaş yıllarında İstanbul’a döndü ve liseyi Bursa Erkek Lisesi’nde tamamladı. Üniversite eğitimi ise İstanbul Üniversitesi Tarih bölümünde geçti. Koçu, üniversite mezuniyetinden sonra öğretmenlik yapmış ve çeşitli okullarda tarih dersleri vermişti. Aynı zamanda yazarlık kariyerine de adım atmış, makaleler, kitaplar ve en önemlisi İstanbul Ansiklopedisi üzerinde çalışmalar yaptı. Cumhuriyet, Yeni Sabah, Milliyet, Hergün, Yeni Tanin, Çevirmen, Hayat Tarih Dergisi, Tarihten Sesler, Resimli Tarih Dergisi, Tarih Dünyası, Hayat, Yeşilay, Büyük Doğu, Hafta, Türk Halkbilimi Araştırmaları, İstanbul Enstitüsü Dergisi, Türkiye, T.T.O.K. Belleteni gibi dergi ve gazetelerde Reşat Ekrem Koçu’nun tarihi roman, öykü, araştırma ve inceleme yazıları yayımladı.
Koçu, sonradan istifa ettiği Basın Derneği dışında hiçbir örgüte üye olmadı. Buna rağmen, İstanbul Enstitüsü ve Turing Kulübü’nde fahri muhabir olarak görev yaptı.
Türk diline büyük hakimiyeti olan ünlü tarihçi Reşat Ekrem Koçu.
Reşat Erkem Koçu, çocukluğunun ve ilk gençlik yıllarının büyük bir bölümünü Konya ve Bursa’da geçirmesine rağmen, yaşamının merkezine her daim İstanbul’u koydu. Gezgin bir ruha sahip olan Koçu; Fransa, Belçika, Hollanda, Mısır ve Bulgaristan gibi birçok ülkeyi dolaştı; Türkiye’nin ise hemen her köşesini gördü. Ancak hayatını sürdürmek için hep Kadıköy’ü tercih etti. Göztepe’deki aile konağı, aile üyelerinin ölümü üzerine satılsa da Koçu, mahallenin büyüsünden çıkamadı ve köşedeki bir apartmana taşındı. Daha sonra aynı bölgede başka bir apartmana geçti ve hayatının geri kalanını orada geçirdi.
Koçu’nun basketbola, kumaşa, posta puluna, fotoğrafa ve resme büyük bir ilgisi vardı. Ayrıca, resim becerileri de oldukça gelişmişti. Fransızca’yı çeviri yapabilecek kadar iyi konuşabiliyordu. Hayatı boyunca hiç evlenmemişti. Hayatının son yıllarında, resmen evlat edindiği Anadolu çocuğu Mehmet’i de yanına alarak iki kardeşiyle birlikte yaşamaya başladı.
Koçu’nun edebi kariyeri, tarihî olayları ve kişileri canlı bir dille anlatma yeteneğiyle dikkat çekmekte.
Koçu’nun İstanbul’a olan ilgisinin Ansiklopedinin doğuşuna etkisi
Koçu hakkında bilinenlerin büyük kısmı az sayıda tanıdık tarafından aktarılan anılara dayanmakta. Bu anılara göre, İstanbul’un tarihi, kültürel zenginlikleri ve gündelik yaşamı onun büyük bir merak konusuydu. Reşat Ekrem Koçu’nun İstanbul’a olan derin ilgisi ve tutkusu, İstanbul Ansiklopedisi’nin ortaya çıkışında büyük bir rol oynadı.
Koçu, İstanbul’un tarihi dokusunu ve yaşam biçimini koruma ve gelecek nesillere aktarma gayretiyle, ansiklopediyi bir nevi misyon olarak benimsedi. Onun kişisel ilgisi ve şehrin tarihiyle olan derin bağları, İstanbul Ansiklopedisi‘nin yalnızca bir referans kitabı olmanın ötesinde, İstanbul’un ruhunu ve kimliğini yansıtan bir eser olmasını sağladı.
Vefa Lisesi’nde tarih dersi verirken öğrencisi olan Erdem Yücel, Reşat Ekrem’in ders anlatımını şöyle aktarıyor:
Nihayet tarih dersimizin saati geldi ve heyecanla beklediğimiz hocamız Reşad Ekrem sınıfa girdi. Orta boyluydu; kabarık beyaz saçları ve pos bıyıklarıyla öfkeli bir görünümü vardı. Kalın gözlüklerinin ardından âdeta içimizi okurcasına bizleri süzdü. Bilgisinden son derece emin, yöneticileri umursamayan ve öğrencilerine bir şeyler öğretmek, daha doğrusu tarihi sevdirmek isteyen bir hocaydı. Daha ilk dersinde; ‘tarih kitaplarınızı kapatın, not tutmayın, benim söylediklerimi dinleyin, o sizlere yeter,’ demişti. O zamana kadar gördüğümüz kuru tarih derslerinden farklı bir şekilde olayları anlatarak canlılık getirirdi. Çoğu öğrencinin sıkıldığı, sayılara dayanan monoton bilgilerin dışında ders anlatıyor, yeri geldiğinde tarihî fıkralara yer veriyor ve bizlerin daha çok ilgilenmemizi sağlıyordu. (1)
Koçu’nun İstanbul’a dair anekdotlar, hikâyeler ve tarihî bilgiler toplama konusundaki kararlılığı, ansiklopedinin zengin içeriğini oluşturdu. Bu tutkulu çaba, ansiklopedinin sadece bilimsel bir kaynak değil, aynı zamanda İstanbul’un kültürel ve sosyal hayatını canlı bir şekilde belgeleyen bir eser olmasına katkıda bulundu.
İstanbul’un kalbinde yükselen bir ansiklopedi
1944’te, İstanbul’un kültürel hayatının merkezi Babıâli’de, bir araya gelen bir grup aydın, şehrin zengin tarihini ve kültürünü ölümsüzleştirmek üzere yola çıktı. Sermet Muhtar Alus, Nihad Sami Banarlı, Ekrem Hakkı Ayverdi, Semavi Eyice, Süheyl Ünver, Kevork Pamukçiyan ve Mahmut Yesari gibi dönemin en önemli isimlerinin bir araya geldiği bu büyük proje, Reşad Ekrem Koçu‘nun liderliğinde ve Cemal Çaltı‘nın maddi desteğiyle hayata geçirildi.
Reşad Ekrem Koçu, İstanbul’u ve tarihini, sıra dışı ve tuhaf vakalar üzerinden anlatarak, okuyucuyu şaşırtan ve düşündüren bir anlatım tarzı benimsedi.
Reşat Ekrem Koçu’nun İstanbul’a olan derin tutkusu ve hayranlığı, İstanbul Ansiklopedisi’nin ortaya çıkışında ve geliştirilmesinde belirleyici oldu. İstanbul’un tarihi ve kültürel mirasını koruma arzusu, ansiklopedinin her sayfasında kendini göstermekte. Koçu, İstanbul’un sokaklarını, mekânlarını, insanlarını ve olaylarını ayrıntılı bir şekilde belgeleyerek, şehrin ruhunu ve kimliğini yansıtmaya çalıştı. Onun bu tutkulu yaklaşımı, ansiklopedinin sadece bir referans kitabı olmanın ötesine geçerek, bir İstanbul panoraması sunmasını sağladı.
Koçu’nun kişisel anıları, tanıklıkları ve araştırmaları, ansiklopedinin içeriğinde önemli bir yer tutar. Bu nedenle, ansiklopedi aynı zamanda Koçu’nun İstanbul’a duyduğu sevginin bir yansıması olarak da değerlendirilebilir. Onun derin bilgi birikimi ve şehre olan bağlılığı, ansiklopedinin benzersiz ve kapsamlı bir eser olmasını sağladı.
İstanbul Ansiklopedisi‘nin içeriği ve kapsamı
İstanbul Ansiklopedisi toplamda 25 ciltten oluşmaktadır. Her cilt, yaklaşık 640 sayfa içermekte ve her biri 10 fasikülden meydana gelmekte. Bir fasikül ise 64 sayfa içerir.
Ansiklopedinin her cildi belirli harfler arasındaki maddeleri kapsar. Her bir ciltte yer alan içerik yapısı ve bölümler, İstanbul’un farklı yönlerini ele alır; örneğin:
- Tarih: Şehrin kuruluşu, Osmanlı dönemindeki önemi, savaşlar ve önemli olaylar.
- Kültür: İstanbul’un sosyal yaşamı, gelenekleri, festivalleri ve halk oyunları.
- Sanat: İstanbul’da bulunan sanat eserleri, ünlü sanatçılar ve eserlerinin tanıtımı.
- Mimari: Şehrin camileri, sarayları, köprüleri ve diğer mimari yapıları.
Ele alınan konular
İstanbul Ansiklopedisi geniş bir konu yelpazesine sahip ve şehrin hemen hemen her yönünü ele alır. Başlıca konular şunlardır:
- Doğal Yapı: İstanbul’un coğrafi özellikleri, boğazlar, adalar ve doğal zenginlikleri.
- Mahalleler ve Sokaklar: Şehrin farklı semtleri, sokakları ve bunların tarihçesi.
- Dini Yapılar: Camiler, türbeler, kiliseler ve sinagoglar.
- Sosyal ve Kültürel Hayat: Meyhaneler, hamamlar, esnaf ve zanaatkarlar.
- Bilim, Sanat ve Siyaset Alanında İsim Yapmış Simalar: Ünlü bilim insanları, sanatçılar, yazarlar ve siyasetçiler.
- Cinayetler: Faili meçhul yahut katili tespit edilen cinayet haberleri.
Öne çıkan makaleler
Ansiklopedide dikkat çeken birçok makale bulunmakta. Öne çıkan bazı makaleler ve bu makalelerin önemlerini şu şekilde sıralamak mümkün:
- “Bayazıd Yangın Kulesi”: İstanbul’un yangın tarihine ve yangın kulelerinin önemine dair detaylı bilgi sunar.
- “Ankara Caddesi”: İstanbul’un önemli caddelerinden birinin tarihçesi ve gelişimi.
- “Ayastefanos’da Hareket Ordusu ve Millet Meclisi”: İstanbul’un siyasi tarihine ışık tutar ve önemli olayları anlatır.
- “At Yarışları”: İstanbul’da at yarışlarının tarihi ve sosyal yaşamda oynadığı rol hakkında bilgi verir.
Bu makaleler, sadece tarihi bilgileri değil, aynı zamanda İstanbul’un günlük yaşamına dair detayları da içerir, bu da ansiklopedinin değerini ve kapsamını artırır. Ansiklopedi, akademik ve popüler kültür arasında bir köprü kurarak okuyuculara geniş bir perspektif sunar.
Ele alınan mimari ve şehir planlaması
- Tarihi binalar ve anıtlar: İstanbul’un tarihi binaları, anıtlar ve mimari yapılar hakkında ansiklopedide kapsamlı bilgiler bulunmaktadır. Bu yapılar, şehrin mimari mirasının önemli bir parçasıdır.
- Şehir plânlaması: Ansiklopedide şehir planlaması ile ilgili projeler, öneriler ve eleştiriler de yer almaktadır. İstanbul’un çeşitli dönemlerdeki şehir planlama çalışmaları, ansiklopedide detaylıca incelenmiştir.
Ansiklopedi’nin kaynakları ve metodolojisi
İstanbul Ansiklopedisi‘nin hazırlanmasında kullanılan kaynaklar çeşitli. Birincil kaynaklar arasında arşiv belgeleri, Osmanlı dönemi resmi kayıtları ve eski yazma eserler bulunmakta. İkincil kaynaklar ise daha önce yayımlanmış tarih, kültür ve sanat eserleri. Ayrıca, sözlü tarih çalışmaları da önemli bir kaynak oluşturur. Özellikle İstanbul’un çeşitli semtlerinde yaşayan insanların anlattıkları ve anıları bu kapsamda değerlendirilmiştir.
Reşat Ekrem Koçu‘nun bilgi toplama ve derleme sürecinde izlediği yöntemler oldukça titizdir. Koçu, sahada birebir gözlem yaparak ve dönemin yaşayan tanıklarıyla konuşarak detaylı bilgi toplamaktaydı. Çeşitli arşivleri ve kütüphaneleri ziyaret etmiş, burada bulunan nadir belgeleri incelemiştir. Ayrıca, eski gazeteler ve süreli yayınlar da önemli bilgi kaynakları arasında yer almıştır.
Tarihçi İlber Ortaylı, Koçu’nun çalışma yöntemini şu şekilde aktarır:
Hiçbir şehrin kütüğü bu kadar ilginç olamaz. Büyük abideler yanında küçükleri, mezar taşları, güzel sokaklar, önemsiz sokaklar, ekâbir ve zenginlerin yanı başında fakirler, haneberduşlar bir arada. Marjinal insanın hakkındaki kayıtlar ilk defa onun tarafından mahkeme kayıtlarından çıkartıldı, yetmedi; bazı polislerin özel defteri bile ele geçirilip bakıldı. Bunu gerçi bir Alman ve Fransız şehir tarihçisi de yapabilir, o daha fazlasını yaptı. O muhitlerdeki halk şairlerinin destanlarını ve şiirlerini topladı, hatta dedikodulara başvurdu. Üsküdarlı Razi veya Vasıf gibilerini bize tanıttı. (2)
Koçu, İstanbul’un değişen ve hızla dönüşen yapısını sakin bir şekilde gözlemleyip kaydedememekten duyduğu üzüntüyü ifade eder. Meyhaneler, Koçu için sadece bir eğlence mekânı değil, aynı zamanda şehrin gayriresmî tarihinin yazıldığı, toplumsal ve kültürel dinamiklerin gözlemlenebildiği önemli alanlardı. Koçu, bu mekânlarda geçirdiği zaman boyunca çeşitli aktörlerden topladığı bilgileri biriktirir ve okuyucularına sundu.
Koçu’nun meyhaneleri, meyhane kültürünü ve bu kültürün aktörlerini detaylı bir şekilde anlatma isteği, onun İstanbul’a ve tarihine olan tutkusunun bir yansımasıdır. Meyhane sahneleri, Koçu’nun anlatımında adeta birer tarih sahnesi gibi canlandırılır ve bu kültürel mekânlar, onun eserlerinde önemli bir yer tutar. Koçu’nun, meyhanelerin iç mekânları, müdavimleri ve buralarda yaşanan olayları anlattığı metinler, İstanbul’un tarihsel ve kültürel zenginliğini belgeleyen değerli kaynaklar arasında sayılmaktadır.
17 Kasım 1947 tarihli Akşam gazetesinde Reşad Ekrem Koçu ile yapılan röportajda, Koçu’nun gezmeyi çok sevdiği ve sokaklarda serbestçe dolaşmayı alışkanlık haline getirdiği anlatılmaktadır. Bu alışkanlığının, İstanbul hakkında yazdığı çalışmalarda ona büyük kolaylık sağladığını belirtir. Ayrıca, tez canlı bir kişiliğe sahip olduğunu ve bir kitapta okuduğu bir mezarın yerini öğrenme isteğiyle, yağmur ve çamur demeden o mekanı yerinde görmek için hemen yola çıktığını ifade eder.
Cansu Yapıcı‘nın Başka Kayda Rastlanmadı adlı e-yayınına göre, Reşad Ekrem Koçu‘nun arşivindeki materyaller, titizlikle hazırlanmış baskıya hazır metinler ve düzenli işaretlemeler içeriyordu. Arşivde Türkçe ve Osmanlıca el yazıları, daktilo ile yazılmış metinler ve gazete kupürlerinden oluşturulmuş kolajlar yer almakta. Ayrıca tamamlanmamış metinlerin yanı sıra, sonradan yazmak üzere biriktirilmiş notlar ve kupürler de mevcuttu. Bibliyografya kısaltmaları ise ansiklopedik kaynaklara yapılan sık referansları işaret ediyordu. Koçu’nun kaynakları arasında Evliya Çelebi’nin Seyahatname‘si, Cevdet Tarihi, Hadîkatü’l Cevâmi, Silâhdar Tarihi gibi klasik eserler ve Ses Sanatçılar Ansiklopedisi, Kim Kimdir Ansiklopedisi gibi modern referans kaynaklar bulunuyordu.
Görsel materyaller
Ansiklopedide kullanılan görsel materyaller, fotoğraflar, gravürler, haritalar ve çizimlerden oluşmakta. Bu görsel materyaller, İstanbul’un tarihi ve kültürel dokusunu görsel olarak desteklemek amacıyla kullanıldı. Koçu, bu materyallerin temini için çeşitli özel koleksiyonlardan ve arşivlerden faydalandı. Görsellerin büyük bir kısmı, Sabiha Bozcalı gibi dönemin ünlü ressamları tarafından hazırlandı. Bu görseller, ansiklopedinin görsel zenginliğini artırarak okuyuculara daha canlı bir İstanbul portresi sundu.
Bu kaynaklar ve metodoloji, İstanbul Ansiklopedisi‘nin detaylı ve güvenilir bir bilgi kaynağı olmasını sağladı. Koçu’nun titiz çalışmaları ve zengin görsel materyaller, ansiklopedinin benzersiz bir eser olarak öne çıkmasına katkıda bulundu.
Ansiklopedinin anlatım biçimi
Salt Online’ın Başka Kayda Rastlanmadı sergisi için hazırlanan online dergiye yazan Ahmet Ersoy, ansiklopedinin dilini şu şekilde açıklar:
“Ansiklopediye katkı sunmuş olan yazarlardan Semavi Eyice yıllar sonra Koçu’nun yaklaşımının bilimselliğini sorgularken, ünlüyle ünsüzü, anıtsalla banali buluşturan bu eklektik külliyatın aslında “bir dergi gibi” okunduğuna dikkat çeker. Gerçekten de okuma pratikleri açısından düşünüldüğünde İstanbul Ansiklopedisi’nde baskın olan, ansiklopedi formunun seçici ve odaklı bilgi edinimini öngören işlevsel mantığı değil, dergi formunun sırasız ve seri okumayı önceleyen, çok odaklı kurgusudur. Koçu’nun ansiklopedisi dergi gibi, yukarıda vurgulandığı üzere gezinerek okunur.”
Tam olarak böyledir ansiklopedi. Dili kolay ancak hiçbir akademik kaygı içermeden sokak argosuna önem vererek, adeta bizi bize anlatan şekildedir. Bu yönüyle açıkça bir meydan okumadır.
İstanbul Ansiklopedisi’nin yayın süreci ve dağıtımı
Ansiklopedinin yayınlanma sürecinde, finansal zorluklar ve yayıncılarla ilgili sorunlar yaşandı. Koçu’nun ölümünden sonra ansiklopedinin tamamlanması için çeşitli girişimlerde bulunulmuş ancak bu süreçte de zorluklar devam etti.
Mehmet Ergün yazdığı eserde, (3) İstanbul Ansiklopedisi‘nin fasikül kapaklarının aslında ansiklopedinin yayın serüveni hakkında bizlere çok şey anlattığını söyler. Kapaklar, sadece matbaa ve baskı tarihi gibi temel bilgileri değil, aynı zamanda yaşanan gecikmeleri, yazı/yayın dünyasındaki gelişmeleri, ilanları ve en önemlisi ansiklopediyi destekleyen kurum ve kişileri öğrenmemize de olanak sağlar.
Koçu’nun kapaklarla kurduğu iletişim
Reşad Ekrem Koçu, kapakları adeta bir iletişim kanalı olarak kullanmıştır. Kapaklar aracılığıyla geciken bir fasikül için meraklı okurlara teşekkür ederken, bir yandan da dedikodulardan yakındığı ve önceki fasiküllerdeki hataları veya eksiklikleri duyurduğu görülür. Valilere, bakanlara, belediye başkanlarına yönelik başvurularını ve ansiklopediye destek veren kurum veya kuruluşları (mesela Milli Eğitim Bakanı ve İş Bankası) buradan duyururdu.
Yarım kalma acısı
Ne yazık ki, tüm bu çabalara rağmen maddi destek sağlanamadığı için ansiklopedi yarım kaldı. Bu durum, Koçu’yu öyle bir hale getirmişti ki, Mehmet Ergün, Bir Tutku Ürünü: İstanbul Ansiklopedisi, “bütün hayatını verdiğim” dediği, “canından çok sevdiği” arşivini yakacağını söyleyecek kadar umutsuzluğa kapılmıştı. Pertevniyal Lisesi’nden öğrencisi Erol Üyepazarcı’ya bunu yapamayacağını itiraf eder. Benzer şekilde Erdel Yücel’de şöyle aktarır:
“Basınımızın temsilcilerini, üniversite öğrencilerini, yayınevi sahiplerini, dostlarımı, dostum geçinenleri evime davet edeceğim. A’dan Z’ye kadar hazır olan bu ansiklopediyi gözler önüne sereceğim. Her maddeyi ayrı ayrı onlara göstereceğim. Sonra hamalları çağırıp bütün hayatımı verdiğim bu evrakı, vekikaları, resimleri, planları bahçeye indireceğim. Ardından bir kibrit çakıp hepsini yakacağım.” (4)
Bir tutkunun engellenemeyen yürüyüşü
Reşat Ekrem Koçu, İstanbul Ansiklopedisi projesine 1944 yılında başladı. İlk üç cilt ve dördüncü cilt 1000. sayfaya kadar olan fasikülleri 1944 ile 1951 yılları arasında yayımlandı. Ancak maddi zorluklar sebebiyle proje bir süre durdu ve Koçu 1958’de projeyi yeniden başladı. 1973 yılına kadar devam eden bu süreç, maddi imkânsızlıklar nedeniyle tekrar durdu.
Koçu, tüm zorluklara rağmen çalışmalarına evinde tek başına devam etti. Zaman zaman umutsuzluğa kapansa da, İstanbul Ansiklopedisi’ni tamamlama azmi hiç sönmedi. Ne yazık ki, ansiklopedi II. cildin sonlarında, “G” harfinin ortalarında kalarak yarım kaldı.
Reşat Ekrem Koçu’nun bu çalışmayı başlatırken belirlediği hedefler, İstanbul’un tarihi ve kültürel mirasını detaylı bir şekilde belgelemek ve korumaktı. Koçu, ansiklopediyi oluştururken İstanbul’un gündelik yaşamını, sokaklarını, önemli olaylarını ve sosyal pratiklerini ayrıntılı bir biçimde ele almayı amaçladı. Bu kapsamda, ansiklopedi sadece bir referans kitabı değil, aynı zamanda şehrin ruhunu ve kimliğini yansıtan bir eser olma hedefini taşıdı. Koçu, modernleşme sürecinin gölgesinde kalan eski İstanbul’u ve onun zengin kültürel dokusunu gelecek nesillere aktarmayı bir misyon olarak benimsedi.
Günümüzde İstanbul Ansiklopedisi ve önemi
Dijitalleşme ve Erişilebilirlik: Günümüzde İstanbul Ansiklopedisi’nin dijitalleştirilmesi ve erişilebilirliği, modern araştırmalar için önemli bir kaynak oluşturur. Araştırmacılar, ansiklopediye dijital ortamda kolayca ulaşabilir.
Yeni Nesil Araştırmacılar için İmkanlar: Ansiklopedi, yeni nesil araştırmacılar için önemli bir kaynak sunar. İstanbul’un tarihi ve kültürel mirasına dair geniş bir bilgi yelpazesi sunarak, günümüz tarih yazımına önemli katkılar sağlar.
Reşat Ekrem Koçu, ansiklopedi için dedektif ve gazeteci titizliğiyle gerçekleştirdiği araştırmaları yaparken bulduğu somut vakalar için kullandığı gazete küpürlerinin devamı gelmezse “başka kayda rastlanmadı” şeklinde not alırdı. Onun başı çektiği ansiklopedi gibi bir kaynakça henüz çıkmadığı için onu şöyle anmak en güzeli sanırım: “Başka kayda rastlanmadı.”
Dipnotlar
1) https://www.istdergi.com/tarih-belge/bilinmeyen-yonleriyle-resad-ekrem-kocu (Erişim Tarihi: 02 Ağustos 2024).
2) İlber Ortaylı, “Üstadın Mirası”, https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/ustadin-mirasi-1282206 , 29 Ağustos 2010, (Erişim: 01.Ağustos.2024).
3) Mehmet Ergün, Bir Tutku Ürünü: İstanbul Ansiklopedisi
4) https://www.istdergi.com/tarih-belge/bilinmeyen-yonleriyle-resad-ekrem-kocu (Erişim Tarihi: 02 Ağustos 2024).
Kaynakçalar
https://www.istdergi.com/index.php/tarih-belge/yedinci-sayfa-cinayetlerinin-pesinde-resad-ekrem-kocu (Erişim Tarihi: 01 Ağustos 2024).
https://journo.com.tr/resat-ekrem-kocu (Erişim Tarihi: 01 Ağustos 2024).
https://saltonline.org/tr/2546/sergi-baska-kayda-rastlanmadi-resad-ekrem-kocu-ve-istanbul-ansiklopedisi-arsivi (Erişim Tarihi: 30 Temmuz 2024).
https://bianet.org/yazi/isbu-yazi-baska-kayda-rastlansin-diye-yazildi-287721 (Erişim Tarihi: 25 Temmuz 2024).
https://islamansiklopedisi.org.tr/kocu-resat-ekrem (Erişim Tarihi: 02 Ağustos 2024).
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0stanbul_Ansiklopedisi (Erişim Tarihi: 25 Temmuz 2024).
Reşad Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi, Hasan Ulucutsoy, Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi • Cilt 1I, Sayı 1, Bahar 2015,
https://saltonline.org/tr/2573/baska-kayda-rastlanmadi-resad-ekrem-kocu-ve-istanbul-ansiklopedisi (Erişim Tarihi: 26 Temmuz 2024).
https://www.artfulliving.com.tr/sanat/baska-kayda-rastlanmayanlarin-isiginda-resad-ekrem-kocu-ve-istanbul-ansiklopedisi-i-28377 (Erişim Tarihi: 02 Ağustos 2024).
https://bantmag.com/baska-kayda-rastlanmadi-resad-ekrem-kocu/ (Erişim Tarihi: 01 Ağustos 2024).
https://www.gazetekadikoy.com.tr/yasam/baska-turlu-istanbul (Erişim Tarihi: 02 Ağustos 2024).
Başka Kayda Rastlanmadı Online Dergi / Salt Galata https://saltonline.org/media/files/20231226_baska_kayda_rastlanmadi.pdf (Erişim 30 Temmuz 2024)