Share This Article
11–14 Temmuz 1995’teki Srebrenica kuşatması sırasında, Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü askerleri tarafından Sırplara teslim edilen Boşnaklardan 15 bini, kent yakınlarındaki Potočari orman yolundan Tuzla’ya bağlı Nezuk Köyü’ne doğru yola çıktı.
Kuşatma ve katliamdan kaçan bu insanlardan 5 bin kişi hayatta kalabildi.
Srebrenica Soykırımı’nın onuncu yılı olan 2005’te, Bosna Hersek hükümeti, hem soykırımı hem de o günlerde bu yürüyüşü gerçekleştirenleri anma amacıyla bir organizasyon düzenlenmesine karar verdi.
İlk adı “Marš (Marş) Smirti” (“Ölüm Yürüyüşü”) olan bu organizasyon, daha sonra “Marš Mira” (“Barış Yürüyüşü”) ismini aldı.
2yaka, her pazar haftanın öne çıkanlarını e-posta kutunuza taşıyor.
Yalnızca Boşnakların değil, dünyanın dört bir yanından insanların katıldığı Marš Mira, 11 Temmuz 1995’in rotasını terse çeviriyor; Nezuk’tan başlayıp Potočari Anıt Mezarlığı’nda son buluyor.
Marš Mira’nın amacı, Srebrenica Soykırımı’nda (ve iç savaş sırasında) hayatını kaybedenleri hatırlamak. Yürüyüşün Nezuk Köyü’nden başlamasının nedeni, zamanı zihinlerde geri döndürüp hatıraları canlandırmak. Bu yüzden organizasyon, hem sembolik hem de acı hakikati anımsatır nitelikte.
Savaş, soykırım ve katliam
Marš Mira’nın bir başka ilginç yönü, geçmişi hatırlatarak geleceği inşa etmesi: Yürüyüş sırasında katliamdan kurtulanlar ve onların yakınları, Srebrenica’da katledilenlerin akrabaları, iç savaştan sağ çıkanlar ile çeşitli ülkelerden gelenler tanışıyor.
Savaşı, soykırımı ve katliamları hatırlatan yürüyüşün, eski Yugoslavya topraklarında barışı kalıcı hâle getirme düsturu, aynı zamanda öldürülenlerin anısına bir saygı duruşu niteliğinde…
Kamyonlarla Srebrenitsa’dan Tuzla’ya giden Boşnaklar, 29 Mart 1993
16 Nisan 1993’te BM tarafından “Güvenli Bölge” ilan edilen yerlerden biri olan Srebrenica’da, halka silahlarını uluslararası görevlilere teslim etmesi gerektiği söylendi. Boşnaklar, güvendiği BM yetkililerine ellerindeki tüm silahları teslim edince Sırpların saldırıları yoğunlaştı.
O dönem BM Barış Gücü’nün Srebrenica’daki komutanı Thom Karremans, Boşnaklara “Gerektiğinde savaş uçakları Sırpları vuracak, sizler korunacaksınız, bu konuda hiçbir endişeniz olmasın” demişti. Fakat 11 Temmuz’a gelindiğinde, ne Srebrenica’nın güvenliği söz konusuydu ne de Karremans’ın verdiği güvencenin bir anlamı kalmıştı.
Avrupa’nın gördüğü en büyük soykırım
Marš Mira’ya katılanların güzergâh boyunca karşılaştığı toplu mezarlar, o günlerde dillendirilen vaatlerin nasıl gerçek dışı olduğunu ve soykırımın boyutunun büyüklüğünün bir kanıtı âdeta. Diğer yandan 1995’te BM’nin, NATO’nun ve bölgedeki esir kamplarını, açılan mezarları ve katliama dair delilleri casus uçaklarla görüntüleyen ABD’nin nasıl pasif kaldığının da bir göstergesi.
İkinci Dünya Savaşı’nda gerçekleştirilenlerden sonra Avrupa’nın gördüğü en büyük soykırım olan Srebrenica’da, 1995’te öldürülenlerin bedenlerinden kalanlara hâlâ ulaşılıyor. Pek çok Boşnak, soykırımın Srebrenica’yla sınırlı olmadığını ve 1992’den başlayarak eski Yugoslavya topraklarının farklı noktalarında gerçekleştirilen katliamların da belirlenip Lahey Savaş Suçları Mahkemesi tarafından iç savaş dosyasına eklenmesini istiyor.
Marš Mira; Srebrenica’da hayatını kaybedenleri anmak ve Sırp kuşatmasından kurtulanlarla bir araya gelmek amacıyla, yeni katliam ve soykırımlar yaşanmasın diye 11–14 Temmuz günleri arasında sürdürülüyor.