Share This Article
Bugün Vijećnica Kütüphanesi olarak hizmet veren yapı, açıldığı 1896’dan İkinci Dünya Savaşı’nın bitimine kadar belediye binasıydı.
Saraybosna’nın en önemli yapılarından olan bu kütüphane Boşnaklara, Hırvatlara, Sırplara ve Yahudilere ait 100 bin civarında elyazmasıyla birlikte 1.5 milyon kitaba ev sahipliği yapmıştı. Toplamda 6 milyon belgenin bulunduğu kütüphane, “Yugoslavya’nın belleği” diye niteleniyordu.
Bu belleğin büyük bölümü bir günde yok edildi.
Saraybosna Ulusal Kütüphanesi yakıldığında yaklaşık üç milyon kitap ve sayısız eser yok oldu. Bu, bir halkın kültürel kimliğine açık bir saldırıydı.
Tarihin ve kültürün yükünü taşıyan merkezler
25 Ağustos 1992 günü Sırp Çetniklerin saldırısına uğrayan Saraybosna’da, ilk bombalanan yerlerden biri Vijećnica Kütüphanesi’ydi. Üç gün boyunca süren saldırı, kütüphanedeki 2 milyon belge ve eseri tarihten sildi.
Bombardımanın hemen sonrasında oluşan görüntü, Nazilerin İkinci Dünya Savaşı sırasında verdiği zararları çağrıştırıyordu.
Kütüphaneyi özel hedeflerden biri hâline getirenler, eskiye ait ne varsa silme ve yeni bir düzen kurma yolunda simgesel bir adım atmıştı. Mostar Köprüsü ya da Srebrenica gibi Vijećnica Kütüphanesi de tarihin ve kültürün yükünü taşıyan önemli bir yerdi.
Bombardımanın yarattığı yıkım, geri döndürülemez bir zamana işaret ederken savaşın körlüğünü gösteriyordu.
Yugoslavya’ya, daha doğrusu geçmişe ait her şeyi yok etmeye yönelen iç savaşın vandallığının ardından kütüphane binası, onarılıp tekrar açıldı fakat 1992 öncesi gibi değildi elbette.
‘Kitaplarını şefkatle okşa ey yabancı’
Bosna-Hersek Ulusal Müzesi Kütüphanesi Müdürü Kemal Bakaršić, bombardımanın ardından şöyle yazmıştı:
ABD’de ya da bir başka yerde, Sırplarla Müslümanlar arasındaki ulusal farkları soran olursa onlara şöyle bir öykü anlatmanızı rica edeceğim: Gerçekten çok özel biçimde birbirimize karıştık. Tıpkı kütüphanemdeki kitaplar gibi. Onların da etnik kökeni, kültürel ve coğrafi geçmişi yok. Hepsi biricik ve özel. Belki sadece alfabetik olarak sıralanmış durumdalar. Tek farkları büyüklükleri, kapakları ve söyledikleri. Öykü bence bu.
Milenko Yergoviç ise Saraybosna Marlborosu’nda (Çeviren: Özge Deniz, Kutu Yayınları, 2019), Vijećnica Kütüphanesi’ne dair şu satırları kaleme almıştı:
Saraybosna’da yanıp gitmiş tüm kütüphaneleri tek tek saymak, onları hatırlamak imkânsız. Kimin yüzünden yandığı da bilinmez. Ancak tüm alev ve ateşler, tıpkı en son görülen efsanevi kül ve toz bulutu gibi Saraybosna Ulusal Kütüphanesi ve Vijećnica Kütüphanesi’nin kaderini hatırlatır. Oradaki kitaplar, bütün bir sabah ve gece boyunca yanmaya devam etmişti. Bütün bunlar, tam bir sene evvel duyulan o ıslık sesinin ve peşinden gelen patlamadan sonra yaşandı. Belki de tam bu satırları okuduğun gün. Kitaplarını şefkatle okşa ey yabancı ve hatırla, onların bir tozdan ibaret olduğunu!