Share This Article
Soğuk bir kış günü işyeri Osmanbey’de olan babam o gün nedense eve erkenden döndü. Yüzü kireç gibi bembeyazdı. “Hrant’ı vurdular,” dedi. Bir süre sonra da televizyon ekranında Hrant Dink’in olay yerindeki fotoğrafı belirdi. Hrant Dink kimdi, Sebat Apartmanı önünde boylu boyunca uzanan insana ne olmuştu?
19 Ocak 2007 tarihinden, çocuk zihnimden silinmeyen işte bu iki kare kaldı.
19 Ocak 2024’te bir meslektaşı olarak Hrant Dink için bu yazıyı kaleme alacağımı ne babam ne de ben tahmin edebilirdik…
Agos Gazetesi Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink bundan tam 17 yıl önce katledildi. Cinayetteki kara bulutların dağılması, suçluların hak ettikleri cezayı almaları şöyle dursun Hrant’ın Arkadaşları’nın söylediği gibi 17 yıl önce Hrant Dink’i vurduğunda 17 yaşında olan tetikçi Ogün Samast serbestçe aramızda dolaşıyor.
Aradan geçen 17 yılda onlarca duruşma yapıldı, cinayetin tetikçisi Ogün Samast ve azmettiricileri Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in yanı sıra çok sayıda kamu görevlisi de hâkim karşısına çıktı. Peki Dink ailesi ve avukatlarının mücadelesini sürdürdüğü Hrant Dink davasında bugüne kadar neler yaşandı?
‘Sabiha Hatun’un Sırrı’ndan sonra hedef haline geldi
Hrant Dink, 6 Şubat 2004’te Agos’ta yayımladığı, Sabiha Gökçen’in Ermeni olabileceğine yönelik yaptığı bir haberden sonra aşırı milliyetçi çevrelerin hedefi haline geldi.
Takvim yaprakları 24 Ekim 2004’ü gösterirken Trabzon’daki Mc Donald’s şubesine bir bombalı saldırı düzenlendi. Bu saldırı belki de Dink cinayetinin habercisiydi. Zira bombalı saldırıyı organize edenler Dink cinayetinin sanıkları Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’den başkası değildi.
6 kişinin yaralandığı bombalı saldırının ardından sadece 11 ay tutuklu kalan Yasin Hayal’e cezalar alt sınırdan verildi. Saldırının organizatörlerinden Erhan Tuncel ise dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek tarafından muhbir olarak görevlendirildi.
Suikast ihtimali rapor edildi
Tuncel, 15 Şubat ve 7 Nisan 2006 tarihli raporlarında Yasin Hayal’in Hrant Dink’e yönelik eylem yapacağını bildirdi. Tuncel’in muhbirlik statüsü ise cinayetten yalnızca birkaç ay önce sonlandırıldı.
Trabzon Emniyeti söz konusu bilgileri Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bildirdi. Dink’le ilgili eylem ihtimalini rapor eden sadece Erhan Tuncel değildi. Cinayetin azmettiricilerinden Yasin Hayal’in Trabzon İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli eniştesi de Hayal’in Dink’i vurmak için kendisinden silah istediğini birimine bildirdi.
Yasin Hayal
Dink’in Sabiha Gökçen haberi 21 Şubat 2007’de “Sabiha Gökçen mi Hatun Sebilciyan mı?” başlığı altında Agos gazetesi kaynak gösterilerek Hürriyet gazetesinde yayımlandı. Aynı gün açıklama yapan Genelkurmay Başkanlığı haberin “millî birlik, beraberlik ve değerler açısından tehlikeli” olduğunu öne sürdü, medyayı “Türk milletinin birlik ve beraberliğine daha duyarlı olması ve yayım ilkelerini bu düşünceler ışığında gözden geçirmeye” davet etti.
Dink İstanbul Valiliği’ne çağrılıyor
24 Şubat’ta da dönemin İstanbul Vali Yardımcısı, Dink’i makamına çağırdı ve ‘uyarılarda’ bulundu. “Türklüğe hakaret” suçundan hakkında dava açılan Dink tehditler almaya devam etti.
19 Ocak 2007’de 17 yaşındaki Ogün Samast, Yasin Hayal’in kendisine verdiği silahla hakkında suikast şüpheleri emniyete bildirilen ve tehditler alan Hrant Dink’i öldürdü.
Güvenlik kameraları görüntüleri kısa sürede basına servis edildi. Samast, suikasttan 36 saat sonra babasının ihbarıyla Trabzon’a gitmek üzereyken Samsun Otogarı’nda gözaltına alındı. Cinayette kullanılan silah da ele geçirildi.
Samsun Emniyeti’nde Ogün Samast’ın polisler eşliğinde Türk bayrağı ile poz vermesi davanın hafızalardan silinmeyecek fotoğrafları arasında yerini aldı. Bu fotoğraf cinayette kamu görevlilerinin rolü olup olmadığına dair soruları da beraberinde getirdi.
Gözaltındaki Samast, suikasti Yasin Hayal’in talimatıyla işlediğini ancak pişman olmadığını söylerken Hayal de ifadesinde cinayeti bir zamanlar emniyete muhbirlik yapan Erhan Tuncel ile birlikte planladıklarını söyledi.
Yargılama süreci Nisan 2007’de başladı
Dink cinayetiyle ilgili yargılama süreci Nisan 2007’de başlarken ilk duruşma da 2 Temmuz 2007’de İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde bulunan 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İlk etapta iddianamede 12’si tutuklu 18 sanık yer aldı. 2008 ve 2009 yıllarında hazırlanan ek iddianamelerle sanık sayısı 20’ye yükseldi. Bu dava, Ocak 2012’de hükme bağlandı.
Samsun Emniyeti’nde Ogün Samast’ın polisler eşliğinde Türk bayrağı ile poz vermesi davanın hafızalardan silinmeyecek fotoğrafları arasında yerini aldı.
Sanıklardan Yasin Hayal, “tasarlayarak öldürmeye azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Erhan Tuncel de 10 yıl 6 ay hapis cezası aldı ve cezaevinde cezasını doldurduğuna hükmedilerek tahliyesine karar verildi.
Yargıtay ‘örgüt’ yönünden verilen kararları bozdu, yargılama yeniden başladı
Samast, Temmuz 2011’de çıkan kararda, “tasarlayarak adam öldürmek” ve “ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından 22 yıl 10 hapis cezası aldı. Ancak ana davada sanıkların tamamı “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan beraat etti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, “örgüt” yönünden verilen beraat kararlarını bozdu. Sanıkların, “suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt üyesi” oldukları gerekçesiyle yargılanmalarına 2013’te yeniden başlandı. Daha önce tahliye edilen Erhan Tuncel de tekrar tutuklandı ancak kısa süre yeniden tahliye edildi.
2007-2013 arasında TBMM Hrant Dink Cinayetini Araştırma Komisyonu, Başbakanlık Teftiş Kurulu, Devlet Denetleme Kurulu raporlarında kamu görevlilerinin ihmallerinin altı çizildi.
Dink Ailesi AİHM’e başvurdu, kamu görevlileri soruşturmaya dahil edildi
İhmal iddialarına rağmen soruşturma açılmaması üzerine Dink ailesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. AİHM, Türkiye’yi, “etkili soruşturma yürütmemesi” nedeniyle mahkûm etti.
2014’ten itibaren dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü, Trabzon ve İstanbul emniyet yetkilileri hakkında soruşturma başlatıldı. Eski Trabzon Emniyet Müdürü ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Ercan Demir, Muhittin Zenit gibi isimler soruşturmaya dahil edildi ve tutuklandı.
2015’te ikinci iddianame hazırlandı. Eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile polis müdürleri İlhan Güler, eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ile yetkililer Faruk Sarı, Engin Dinç, Ercan Demir, eski İstihbarat Daire Başkanlığı yetkilileri Sabri Uzun, Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Taner Demirel gibi isimler hakkında dava açıldı.
Tartışmalı kararlarıyla bilinen Akın Gürlek mahkeme başkanı oldu
2017’de cemaatle Dink cinayeti arasında en net bağlantıyı kuran iddianame hazırlandı. Tüm davalar birleştirildi, dosyadaki sanık sayısı da 85’e yükseldi.
Yargılanan isimler arasında Fethullah Gülen, Zekeriya Öz, eski FOX TV Haber Müdürü Ercan Gün, kapatılan Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Trabzon Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ve zanlı Samsun’da yakalandığında birlikte fotoğraf çektiren polis memurları da yer aldı.
2020’de şubat ve temmuz aylarında duruşmalar devam ederken Dink davasına bakan mahkeme başkanı da beşinci kez değişti. Mahkeme başkanlığına aldığı tartışmalarla gündem olan Akın Gürlek getirildi.
Davada 130 duruşma yapıldı
Hrant Dink’in öldürülmesi sonrasında yaşanan uzun hukuk sürecinin son davası 76 kamu görevlisinin yargılandığı dava oldu.
Mahkeme bu davada sanıklardan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
Fethullah Gülen, Zekeriya Öz, Ekrem Dumanlı ve Adem Yavuz Arslan dahil 13 firari sanığın dosyaları ayrıldı.
Mahkeme, cinayetin “Fethullah Gülen Yapılanması’nın amaçları doğrultusunda” işlendiği kanaatiyle Ogün Samast, Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Tuncay Uzundal hakkında “FETÖ üyeliği” suçundan, savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Gazeteci Ercan Gün “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 10 yıl hapis cezası aldı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Ali Fuat Yılmazer’e, “resmî belgeyi yok etmek” suçundan da 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Aynı suçtan Ramazan Akyürek de 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli astsubay Yavuz Karakaya, “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet hapis ve “kasten öldürmeye yardım” suçundan da 12 yıl 6 ay hapis cezası aldı.Eski asker Muharrem Demirkale de 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Zaman aşımı nedeniyle düşen dosyalar
“Kamu görevini ihmal” suçundan yargılanan eski emniyet Müdürleri Celalettin Cerrah ve Sabri Uzun’un dosyaları zaman aşımı nedeniyle düştü.
Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, “ihmal nedeniyle adam öldürmek” ve “resmî belgeyi yok etme” suçlarından beraat etti. “Görevi ihmal” suçuyla ilgili dosyası da zaman aşımına uğradı.
Dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz’e 28 yıl hapis cezası verildi.Dönemin jandarma istihbarat görevlileri Okan Şimşek ve Veysel Şahin 28 yıl hapis cezası alırken, bir diğer görevli Volkan Şahin ise 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Eski polis memuru Muhittin Zenit hakkında beraat kararı verildi, “görevi ihmal” suçlaması ise zaman aşımı nedeniyle düşürüldü.
16 yıl 10 aydır cezaevinde bulunan cinayetin faili Ogün Samast, “iyi halinin gözlenmesi” nedeniyle serbest bırakıldı.
Cinayetin faili Samast serbest bırakıldı
Dink ailesinin avukatları son mahkeme kararına 1 Nisan 2021’de itiraz etti.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, 6 Mayıs 2022 tarihinde Dink ailesi ve diğer bütün istinaf başvurularını reddetti.
Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu Yargıtay’a başvuracaklarını söyledi.
130 duruşmanın yapıldığı, onlarca kamu görevlisinin yargılandığı davada cinayetin üzerindeki sis bulutu aralanmazken 16 yıl 10 aydır cezaevinde bulunan cinayetin faili Ogün Samast 15 Kasım 2023’te “iyi halinin gözlenmesi” ve koşullu salıverme şartlarını taşıdığına kanaat getirilerek tahliye edildi. Karar kamuoyunda tartışmalara neden oldu.
"Ölmek bir şey değil, asıl önemli olan ölene dek ayakta durmak." #HrantDink
— Hrant Dink Vakfı (@HrantDinkVakfi) January 19, 2024
"Dying is not such a bad thing, it's nothing. If until you die, you are still standing." #HrantDink
«Մեռնիլը ոչի՛նչ է, կարեւորը մինչեւ մահ կանգուն մնալ է։» #ՀրանդՏինք pic.twitter.com/NkSqffMTpo
Dink, aramızdan ayrılışının 17. yılında cinayet failinin serbestçe aramızda dolaşabildiği işte bu atmosferle anılacak…