Frédéric Gros, dünyada olup bitenleri izlerken hayatî sorunlara eğilen bir felsefeci. Bunun son örneği, Türkçeye yeni çevrilen “Güvenlik İlkesi”. Güvenliğin, hem bir kavram hem de duygu ve eylem olarak geçmişten günümüze nasıl evrildiğini, hangi anlamlara geldiğini tarihî örneklerle anlatıyor…
Paolo Cognetti’nin alametifarikası dağlar, Kurdun Mutluluğu’nda da karşımızda. İtalyan yazar, gerilimleri, çelişkileri, huzursuzlukları ve gerek kabuk bağlamış gerek henüz açık yaralarının derinliğini kavramak ve onlardan bir parça uzaklaşmak için kendilerini dağlara atan ve orada buluşup dostluklar kuran karakterlerle buluşturuyor bizi.
Ölümünün üzerinden yirmi sene geçmesine rağmen Said’in fikir ve metinleri özellikle İsrail-Filistin gerilimi ve çatışması konusunda insanlığa hâlâ yol gösteriyor. Aklımdaki Diyarlar ise Said’i yaşamını ve fikirlerini kavramak için önemli bir kaynak. Said’i anlamakta güçlük çekenler ve onunla henüz tanışmayanlar için de…
Avustralyalı romancı Helen Garner, Türkçedeki üçüncü kitabı “Benim Katı Yüreğim”de az söyleyip çok şey anlattığı öyküleriyle çıkıyor karşımıza bu kez. Yarattığı karakterlerin yaşadıklarını anlayarak onlarla bağ kurmamızı istiyor âdeta.