Share This Article
İnsansız Tanrılar / Hari Kunzru / Çev. Burcu Denizci / İthaki Yayınları / S.432 / Roman
Hari Kunzru, teknoloji ve popüler kültür alanlarında gazetecilik yaparak geliştirdiği bilgi birikimini, post-kolonyal edebiyat anlayışı ve insan hakları hassasiyetiyle birleştirerek siyasi boyutu eksik olmayan modern romanlar yazıyor. Granta dergisinin 2003’teki en iyi 20 genç Britanyalı yazar listesinde yer alan Kunzru, zamanında kazandığı John Llewellyn Rhys Ödülü’nü, sponsor Mail on Sunday’in göçmen karşıtı haber anlayışından dolayı reddetmişti.
Çölde bir rahip, siyanürlü bir gümüş madeni, gizemli bir yerli dili, bir Amerikan bombardıman uçağı, bir UFO kültü, kafası kıyak bir rock yıldızı, figüranlık yapan bir Irak göçmeni… Belki de hepsini birbirine bağlayan bir “çakal”… New York’ta finans algoritmaları yazan, Sih kökenli matematik dehası Jaz ile yayıncı eşi Lisa, dört yaşındaki otizmli çocukları Raj’ı Mojave Çölü’ne yaptıkları gezide kaybederler. Binbir maceradan sonra tekrar bulunduğunda Raj değişmiş, bambaşka biri olmuştur… İyi de kim?
Temiz Kağıdı / Mustafa Çevikdoğan / Holden Kitap / S.168 / Öykü
“Yeni sözler bulmak lazım şimdi, yeni arzuların peşinden koşmak, bırakmak, başkalarına sarılmak, iman etmek, ihanet etmek, iğrenmek.”
Mustafa Çevikdoğan, Temiz Kâğıdı’nda önce toplumun panoramasını çıkarıyor, sonra da sokakların, evlerin, dükkânların içine girip ayrıntılı insan portreleri sunuyor. Enkaz altından kurtulmak için ilkokul bilgilerini hatırlayan bir adam, uyandığında evinin kafeye dönüştüğünü fark eden bir kadın, bir otobüste çıkan ve kısa sürede tüm ülkeye yayılan kavga salgını, beynamazlar, gölgesiz gökdelenler, zenginler, yoksullar, kurnazlar, aptallar, iktidar yanlıları, muhalifler…
Çevikdoğan bu öykülerde, gizliden gizliye herkesin birbirinden nefret ettiği bir toplumda nasıl da uyum içinde yaşadığımızı kimine göre kara mizahla, kimine göre ironiyle kimine göreyse su götürmez bir gerçekle anlatıyor.
Duygusal Bir Katilin Günlüğü / Luis Sepulveda / Çev. Mesut Özden Gözütok / Everest Yayınları / S. 104 / Öykü
Tabiatın, Amazonların, yaşam alanlarını korumak için mücadele eden halkların yazarı Luis Sepúlveda, Duygusal Bir Katilin Günlüğü’nde bu kez iki uzun polisiye hikâyeyle karşımızda. İlk hikâyede, aşk ve vicdan azabı arasında sıkışıp giderek duygusallaşan bir kiralık katilin serüvenine eşlik ediyoruz. Kurbanının gerçek kimliğini merak edince, kendini İstanbul, Madrid ve Meksika ekseninde ilerleyen bir kovalamacanın ortasında buluveren katilin gitgide karmaşıklaşan hikâyesinde, katille kurban arasındaki sınırlar da giderek bulanıklaşır. İkinci hikâyede ise Brezilya’nın bataklıklarında yaşayan ve geçimlerini timsahlar üzerinden sağlayan Anaré yerlilerinin, Batı dünyasının açgözlülüğü karşısında verdikleri amansız mücadeleyi gözler önüne seriyor Sepúlveda. Anaré yerlileri Brezilya’dan Milano’ya uzanan bir kaçakçılık serüvenine sürüklenirken, çözüm bulmak da eski bir polis memuru olan Şilili göçmen bir sigorta müfettişine kalacaktır.
Sepúlveda’nın her zamanki sıcak üslubu ve en trajik olayları anlatırken bile eksik etmediği mizahıyla…
Yunus Emre’den Nazım Hikmet’e Türkçe / Semih Tezcan / Yapı Kredi Yayınları / S. 664 / Tarih
“Yunus Emre’den Nâzım Hikmet’e Türkçe”, uluslararası Türkoloji camiasının en önemli isimlerinden Semih Tezcan’ın kitapları dışında kalan yazı ve söyleşilerinin ikinci cildi.
Bu cilt, Semih Tezcan’ın Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi’nden Yunus Emre’ye, Nâzım Hikmet’ten Andreas Tietze’ye, Türk Dil Kurumu’ndan Nasrettin Hoca’ya kadar pek çok isim ve konu üzerine toplam 67 makale, yazı, bildiri ve söyleşisini bir araya getiriyor.
“Metin”leri filolojinin gerektirdiği yöntemlerle ele alıp irdeleyen, sorunları çözme önerileri ortaya koyan; bunları yaparken başta edebiyat, kültür tarihi ve halkbilimi olmak üzere birçok disiplinle karşılaştırmalı çalışmalar yapan Tezcan’ın bir bilim insanı titizliğiyle kaleme aldığı bu makaleler ve yazılar Türkoloji ve Türk kültürüne eşsiz bir katkı sağlıyor.
Saadet Çağatay, Annemarie von Gabain ve Gerhard Doerfer gibi dünyaca ünlü bilginlerden Türkoloji ve Altayistik eğitimi alan Semih Tezcan, uzun yıllar Peter Zieme, György Hazai, Robert Dankoff, Marcel Erdal, Ingeborg Baldauf ve Klaus Kreiser gibi önemli isimlerle çalışmış ve 2015 yılında Andreas Tietze’nin Tarihî ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lügati’ni yeniden yayımlama çalışmasının proje başkanlığını yürütmüştür.
Ahlak – İyinin ve Kötünün İcadı / Hanno Sauer / Çev. Orhan Kılıç / Metis Kitap / S. 368 / Kültür
İyi ve kötü nedir? Neyi yapmalı, neyi yapmamalıyız? Ahlakın temelini oluşturan bu sorular her dönemde insanların zihnini meşgul etti. Peki ahlak nasıl ve hangi koşullarda doğdu? Tarih boyunca ahlak anlayışımız nasıl değişti ve çeşitli toplumlarda nasıl farklılaştı? Kültürel ve teknolojik gelişmeler ahlaki evrimi nasıl etkiledi? Bugün tanık olduğumuz ahlaki kutuplaşmanın kaynağı ne? Günümüzün ahlaki krizlerini geçmişin ışığında nasıl yorumlayabiliriz?
Hanno Sauer bize ahlakın hikâyesini anlatıyor.
Uzun bir hikâye bu, çünkü bizim için önemli olan her şeyle ilgili: değerlerimizle, ilkelerimizle, kimliğimizin kaynaklarıyla, toplumumuzun temelleriyle, birliktelik ve karşıtlıkla, yargılamanın ve yargılanmanın her iki tarafıyla ve ne kadar hızlı taraf değiştirebildiğimiz gerçeğiyle.
“Hikâyemiz Doğu Afrika’daki henüz insan olmayan ilk atalarımızdan başlayıp, çağdaş dünyanın metropollerinde kimlik, eşitsizlik, baskı ve şimdiki zamanı yorumlama ayrıcalığı hakkında sürdürülen güncel çevrimiçi çatışmalara kadar insanlığın temel ahlaki dönüşümlerinin izini sürüyor. Toplumumuzun çağlar boyunca nasıl değiştiğini, değerlerimize ve normlarımıza paralel olarak yeni kurumların, teknolojilerin, bilgi birikimlerinin ve ekonomi biçimlerinin nasıl geliştiğini anlatıyor ve bu değişimlerin her birinin birden fazla veçhesi olduğunu söylüyor.”
Tat ve Sanat – Lezzetli Resimler / Gül İrepoğlu / İş Bankası Kültür Yayınları / S.308 / Yemek
Yemek kültürünün sanat yoluyla görselliğe taşınması tarih boyunca gündemde olan bir eğilimdir. Esinlerini verimli topraktan ve denizden; meyvelerden, sebzelerden, balıklardan, onlardan oluşan gıdalardan ve sofralardan alan sanatın açılımları, tat alma duyumuzu harekete geçirmekle yetinmeyip görme duyumuzu besleyen, aynı zamanda bilincimizi doyuran bir şölendir.
Tat ve Sanat: Lezzetli Resimler kitabı iştah açıcı görünümler sunmasının yanı sıra kâh keyifli, kâh düşündürücü ve anıları tetikleyici çağrışımları ustalıkla betimleyen, kimi zaman öyküler anlatan resimleri yorumlayarak okuru keyifli bir rotada gezinmeye çağırıyor, ağız tadıyla…