Share This Article
Böcekleri Seven Kadın / Selja Ahava / Çev. Özge Bauer / Timaş Yayınları / S.336 / Roman
1600’lü yıllarda dünyaya gelen Maria çocukluğundan beri böceklerle haşır neşir olmakta ve sanatla ilgilenmektedir. Etrafındaki dünya değişirken Maria böceklerin evrelerini resmetmeye, onlarla ilgili kayıtlar tutmaya başlar. Bu ilgi sadece böceklerle sınırlı kalmaz, aynı zamanda bitkilerin dünyasını da çizgilerine dahil eder. Hollanda’dan Japonya’ya, Japonya’dan Berlin’e uzanan bir yolculuktur onunkisi. Larvanın tırtıla, tırtılın kelebeğe evrilmesi misali Maria da kendini dönüştürür, yıllarca yaşar, çağları aşar ve kendi kozasını örmenin peşine düşer.
“Böcekleri Seven Kadın”, her şeyden önce önüne konan engellere rağmen kendi yolunun ve tutkularının peşinden giden bir kadının özgürleşme hikâyesi. Okuru cadı avı döneminden günümüz Berlin’ine büyüleyici bir yolculuğa çıkaran zarif bir roman…
Zor Zamanlar / Mario Vargas Llosa / Çev. Süleyman Doğru / Can Yayınları / S.360 / Roman
Guatemala, 1954. Eisenhower hükümeti, ABD’nin çıkarlarına ters düşen Başkan Jacobo Árbenz’i Sovyetler Birliği için çalıştığı yalanıyla itibarsızlaştırır. Ardından bizzat CIA’in örgütleyip başına Albay Carlos Castillo Armas’ı geçirdiği bir askerî darbe tertipler. Bu durum, zaman içinde bütün Latin Amerika’yı, ama özellikle de Orta Amerika’yı bir kan gölüne dönüştürecek olaylar dizisini tetikleyecektir.
“Zor Zamanlar”, Soğuk Savaş yıllarında bütün dünyayı kasıp kavuran uluslararası komplolar ve çıkar çatışmalarından nasibine düşeni fazlasıyla alan küçük Orta Amerika ülkesi Guatemala’nın tarihindeki en acılı dönemin öyküsü. Nobel Ödüllü yazar Mario Vargas Llosa’nın dehası yine tarihsel gerçekleri kurgu kahramanlarla ustaca harmanlamakla kalmıyor, Teke Şenliği’ndeki kötülük timsallerini de bir kez daha karşımıza çıkarıyor.
Haykırış / Lu Xun / Çev. Turdi M. Kara / VakıfBank Kültür Yayınları / S.180 / Roman
“Haykırış”, modern Çin’in en önemli edebiyatçılarından Lu Xun’un kaleminden çıkan ve dönemin acılarını, değişim arzusunu ve devrimci fikirlerini güçlü bir şekilde yansıtan kısa hikâyelerden oluşuyor. 20. yüzyılın başlarındaki toplumsal ve politik çalkantılar içinde yaşamış bir entelektüel olarak Lu Xun, Çin’in imparatorluktan cumhuriyete ve komünist rejime geçiş sürecindeki sorunları cesurca dile getiriyor. Ülkenin geri kalmasında temel etkenler olduğunu düşündüğü geleneksel kültür ve yaşam tarzına karşı edebiyatı bir uyanış ve değişim aracı olarak gören Lu Xun, 1919’daki 4 Mayıs Hareketi’nden Marksist dünya görüşünü benimseyen komünistlere kadar pek çok devrimci harekete ilham veren hikâyeleriyle şimdi Türkçede.
Edebiyatın gücü ve toplumsal değişim üzerindeki etkisini Modern Çin edebiyatının öncülerinden birinde görmek için Lu Xun’un “Haykırış”ını oldukça önemli bir çalışma.
Cumhuriyet Düşüncesi / Maurizio Viroli, Norberto Bobbio / Çev. Mehmet Yetiş / İletişim Yayınları / S.142 / İnceleme
“Cumhuriyetçilik idealleri aslında sağın kültürel modellerine bir alternatif oluşturmaktadır. Sağ siyasal hareketler ve partiler özgürlük fikrini bireysel eylemin önünde engellerin bulunmaması olarak ele alırken, cumhuriyetçilik taraftarları gerçek siyasal özgürlüğün, tahakküm biçimlerinden özgürleşme, ya da başka bir deyişle, diğer bireylerin keyfî iradelerine bağımlılıktan özgürleşme olduğunu savunurlar. Sağ, yasaları özgürlüğe yönelik bir kısıtlama olarak algılar; cumhuriyetçilik ise yasaları özgürlüğün en zorunlu temeli olarak algılar.”
Cumhuriyetçi düşünce, otoriter yönetimlerin ve liderlerin “alıcı bulduğu” bugünün toplumlarında muhalefetin gündemine gitgide daha çok giriyor. Kamusal alan, yurttaşlık erdemi ve yurtseverlik, muhalifler açısından yeniden dönüp bakılması gereken referanslar olarak öne çıkıyor.
“Cumhuriyet Düşüncesi”, Maurizio Viroli ve Norberto Bobbio’nun 21. yüzyılın toplum hayatı ve politik sorunlarıyla bağ kurulup okunabilecek, eşine az rastlanan olgunlukta bir entelektüel diyalog. Aynı zamanda, aktüalitenin hızıyla yolunu yönünü kaybedenlere bir soluklanma, durup yeniden düşünme, etik ve politik sorunların köklerini keşfetme çağrısı. Cumhuriyetçi geleneğin temel varsayımlarını ve önerilerini cumhuriyetçilik, yurtseverlik, yurttaşlık erdemi, haklar, ödevler, din, Tanrı, demagoglar, siyasi partiler etrafında gezinerek gündemleştiren canlı ve dinamik bir tartışma.
Ekoloji ve İklim Krizi İletişiminde Adaletin İnşası / Derleyen: Ece Baykal Fide / Yeni İnsan Yayınevi / S.335 / Çevre
Neoliberalizmin bir hegemonya krizinde olduğu özellikle de 2008-2009 ekonomik krizinin arkasından çokça yaygınlaşan bir düşünce olsa da henüz yeni bir hegemonyanın kurulamadığı bir Interregnum döneminde yaşadığımız da dile getiriliyor. Chantal Mouffe’un da aralarında bulunduğu bazı düşünürler ise kutuplaştırıcı sağ popülizme karşı toplumsal muhalefeti birleştirici sol popülist dilin ve bu dilin kurulmasında ekoloji ve iklim aktivistlerinin oynayabileceği rolün öneminden bahsediyor. Türkiye’de ekoloji üzerine bilgi üretenlerin de içinde bulunduğu başka gruplar ise mevcut sosyalist örgütlerin ekolojikleştirilmesiyle böylesi bir hegemonyanın kurulabileceğini ileri sürüyorlar.
“Ekoloji ve İklim Krizi İletişiminde Adaletin İnşası”, sosyalist örgütleri, ekoloji ve iklim aktivistlerini içeren toplumsal hareketlerin ve medya çalışanlarının hegemonik bir söylem kurmasında etkili olabilecek adalet ve hak çerçevelerinin nasıl inşa edilebileceğini farklı alanlardan akademisyen, aktivist ve gazetecilerle birlikte tahayyül etmeyi ve önündeki engelleri tartışarak katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Sürdürülebilir Gıda Üretim Stratejisi Olarak Kentsel Tarım / Esin Yalçıntaş, Özcan Işıklar / Cinius Yayınları / S.207 / Kent
Özcan Işıklar ve Esin Yalçıntaş toprakla ve doğayla yeniden bağlantı kurmanın, gıda üretiminde sürdürülebilir stratejik çözümler yaratmanın en yenilikçi yollarından biri olan kentsel tarıma, sürdürülebilir yaşamın geleceğine ışık tutuyor.
Bu kitap, kentlerde tarım arazilerini korumanın yanı sıra şehirlerin beton duvarları arasında yeşeren bahçeleri, çatılarda yükselen seraları ve topluluk destekli tarım projelerini keşfe çıkmanızı sağlıyor. Kentsel tarımın ekonomik, sosyal, çevresel ve toplumsal faydalarını dolayısıyla kentsel kalkınmayı detaylandıran bu çalışma, hem akademiye hem tarımsal üretimle her ölçekte ilgilenen herkese hem de siyasete – bürokrasiye – profesyonel planlayıcılara ilham verici pratik bir yol haritası sunuyor.
Şehirde tarım yapmanın fırsatlarını zamanın ruhu ve dijital teknoloji devrimi-akıllı tarım uygulamaları ile birlikte ele alan bu kapsamlı, cesur ve devrimci eserin öğretileri ile gerçek bir beka sorunu olan beslenme konusunda sürdürülebilir bir gıda geleceği inşa etmeye başlayabiliriz.