Share This Article
Mevcut ekonomik şartlar doğrultusunda yurtdışı seyahatinin zaten lüks sayıldığı bir ülkedeyiz artık. Hâl böyle olunca insan bulunduğu ülkeyi, insanları, hükümeti sorgulamaktan kendini alıkoyamıyor.
Bundan çok değil yaklaşık 4 sene öncesine kadar ciddi bir problem olmayan vize süreci, son yıllarda vize randevularının yüksek fiyatlar ile üçüncü kişiler tarafından satılması, bazı Schengen bölgelerindeki ülkelerde yüzde 40’a varan ret oranları gibi enteresan bir duruma dönüştüğüne şahit oluyoruz.
Kısacası bütçemizi hazırlamak ile süreç artık bitmiyor. Maalesef ki, geçmiş yıllara göre hiç karşılaşmadığımız bir gerçeklik içerisindeyiz.
Herkes çevresinde vize reddi ile ilgili şaşırtıcı haberler duymakta. Bunun sebeplerini kısaca özetleyelim; ilk olarak, her yıl iltica başvurularında Türk vatandaşları kendi rekorunu egale ediyor. Türkiye’nin Golden Visa programı çerçevesinde verdiği vatandaşlıktaki başvurucunun geçmişini araştırmaktaki ciddiyetsiz tavrı ve en hızlı pasaport veren ülkelerden biri olması, bunlara ek olarak bir de Türkiye’nin gayrisafi milli hasılasının yıldan yıla düşüşü temel sebepler. İçinizi kararttım değil mi? Hadi biraz istatistiklere bakalım.
Oturum kartı, çalışma izni ve vatandaşlık
OECD verilerine göre dünya çapındaki ev fiyatları artışında Türkiye birinci sırada yer alıyor. En yakın rakibi Macaristan, Rusya ve Çekya. AKP yönetiminin özellikle 2020 yılından beri yürüttüğü mantık dışı ekonomi politikası, ekonomi biliminin gerekliliklerini Türkiye toplumunu “kobay” olarak kullanıp temelden sarsması ve 2002 yılından beri öncelik sıralamasının ilk sırasına inşaatı, ikinci sıraya inşaatı ve üçüncü sıraya da, evet, inşaatı koyması bu mantık dışı konut piyasasının sebepleri.
Hâl böyle olunca yatırım yapma gücü olan Türk vatandaşları ne yaptı? Tabii ki, Miami’de müstakil bir ev fiyatına Esenyurt’ta 3+1 ebeveyn banyolu bir ev almadı. Hem “B planı” yaptı hem de yatırımlarındaki riski dağıtmak için yurtdışında gayrimenkul yatırımlarına yöneldi. Burada devreye kim giriyor? Golden Visa…
Yatırımcıların Golden Visa‘dan beklentisi oturum kartı, çalışma izni ve vatandaşlık. Bir önceki yazımda Portekiz’i ele almıştık. Bu sefer Yunanistan’a bakalım.
Athena, Yunan mitolojisinde zekâ, sanat, strateji, ilham ve barış tanrıçası.
Öncelikle şunu belirtmenin çok önemli olduğunun kanattindeyim: Golden Visa programlarındaki bilgi kirliliği yüksek. Bunun da başlıca sebebi sadece gayrimenkul yatırımı ile ilgilenen, göçmenlik tecrübesi olmayan insanların da ilgisini çeken bir sektör olması. Yanlış yatırım, hak talep edemediğiniz bir yatırım yapmanıza neden oluyor. Hem Portekiz’de hem Türkiye’de bu vakalarla defalarca karşılaştım. Bence isteklerimizi karşılamayan bir programa boşu boşuna yüz binlerce Avro yatırım yapacak kadar zengin değiliz.
Yunanistan Golden Visa programına gelirsek, bu bir oturum kartı programı. Türk vatandaşlarının hem mesafenin yakınlığından hem de kültürel ortaklıklardan dolayı tercih etmekten keyif aldığı bir ülke. Çin’den sonra en çok başvuru yapan ikinci ülkeyiz. Bu da demek oluyor ki nüfus oranına göre ilk sıradayız.
Bu programda geçmişte Portekiz programında olduğu gibi, bir takvim yılı içinde minimum seyahat zorunluluğu bulunmuyor. Portekiz programında senenin 7 günü seyahat zorunluluğu bulunmaktaydı. Ancak tabii ki bu oturum izni, gayrimenkul yatırımınızı Yunanistan’da tuttuğunuz müddetçe geçerli olan bir oturum izni.
Sağlanan oturum kartı sayesinde başvuran ve başvuruna bağımlı aile bireyleri oturum kartına erişim sağlayabiliyor. Bu anlamda, Yunanistan’daki üniversitelerde öğrenci olmak isteyen öğrenciler için de avantaj sağlanıyor. Ancak burada ufak bir yanlış anlaşılmayı da belirtmekte fayda var. Oturum kartı sizlere o ülkede sosyal haklar tanır, farklı Schengen bölgerindeki üniversitelerde aynı sosyal hakları tanımaz.
Birbirine benzeyen iki ülke
Yunanistan’ın meşhur ekonomik krizini hatırlıyoruzdur. Yıllar süren birikimin sonunda ülke iflas etmiş, Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) hükümete gelmiş ve AB’nin fiili lideri Angela Merkel‘le ‘vurdulu kırdılı’ görüşmeler sonunda bir kurtarma paketinde anlaşılmıştı. Atina, bu borçların – her şey yolunda giderse – 2060 yılında tamamen ödenmesini planlıyordu. Peki böyle bir ekonomiye sahip ülkede gayrimenkul fiyatları ne kadar gerçeği yansıtıyor? Konut piyasasında derin bir dalgalanma olsa da 2019’yılında Miçotakis’in gelişi beraberinde bir istikrar da yarattı.
“Yunanistan’ın Avrupa Birliği’nin şımarık çocuğu” olduğu algısı sadece bizim tabirimiz değil, AB liderlerinin de zaman zaman dile getirdiği bir söylem. Yunanistan’ın Türk halkına olan benzerliklerinin sadece iklim ve yemek kültürü olduğunu söylemek güç, siyasi söylemlerde de anlık olarak yükselişler, popülist söylemler vb. birçok benzerlikten bahsedebiliriz. Bu ülke, her zaman olduğu gibi heyecanlı, arzularının peşinde koşan bir Akdeniz ülkesi. Bundan sonrasını tahmin etmek ülkemizde ne kadar zorsa Yunanistan’da da bir o kadar zordur.
Yunanistan Golden Visa Programı çerçevesinde satılan gayrimenkullerde fahiş fiyat var mı? Aslında bu soruyu Yunanistan bazında değerlendirmek çok doğru olmaz, sebebi ise oturum kartı ve vatandaşlık programları olan bütün ülkelerde bu marj değişkenlik gösteriyor. Fiyatlardaki artış beklenmedik ve maalesef ki kontrol edilemez bir noktada.
Yatırımcılara tavsiyem bire bir seyahat edip, lokallerin de tercih edebileceği yatırım alanlarında yatırım yapmaları, biraz araştırma ile Yunanistan’ın öğrenci şehri olan Yanya bölgesinde 250 bin avro değerinde satılan 35m2 yurt odalarına rastladım, m2 fiyat anlamında piyasa değerlerinin yaklaşık üç katı olduğu açık.
Portekizden sonra yeni rota
2022 Aralık ayına kadar yatırımcıların Yunanistan’ın her hangi bir bölgesinde minimum 250 bin Avro değerinde yatırım yapması yeterliydi. 2023 yılı ile beraber bazı bölgelerde yatırım yapılması gereken alt limit 250 bin Avro’dan 500 bin Avro’ya çıkarıldı. Bu bölgelerinde başında Selanik, Atina, Mikanos ve Santorini adaları var. Yeni yasa ise yolda; Miçotakis, 2024 Ağustos ayı itibariyle Yunanistan’da yeni alt limitin 400 bin Avroya indirileceğini duyurdu.
Kısacası, Türkiye artık o kadar pahalı ki, bu paralara Yunanistan’da ev alırsanız hem tüm ailenizin Schengen vizesi oluyor, hem de avro bazında senelik yüzde 5 kira geliriniz oluyor. Fakat bu programın dezavantajına gelecek olursak, yapılan gayrimenkul yatırımınızı tuttuğunuz süre boyunca bu oturum kartına sahip olmaya devam edeceğiniz gerçeğidir. Yatırımınızı sattığınızda ise oturum kartınızın süresi bittmiş oluyor.
Geçen sene sonu itibariyle Portekiz gayrimenkul programı kapatıldı, ardından İspanya programının kapatılması tartışılmaya başladı. Şimdi ise Yunanistan programının alt limitine güncelleme getirilmesi gündemi var. Ancak konut sorunu küresel. İnsanlar makul fiyatlara oturabileceği evler bulamıyor. Ayrıca bu ülkeler grevlerin, eylem kültürünün olduğu ülkeler. Maalesef ki, son 20 yılda Türkiye olarak eylem, grev kültürümüz tamamıyla yok oldu. Bu ülkelerin şikayet ettiği konuların hepsi ortak: Artan enflasyon karşısında artan konut sıkıntısı, artan yaşam maaliyetleri ve tabi ki Avrupa Birliğinin bitmek tükenmek bilmeyen baskısı.
Golden visa programlarının tamamıyla biteceğini kesinlikle düşünmüyorum fakat her geçen yıl alt limitlerin daha da zorlayıcı olacağı belki de gayrimenkul yatırım opsiyonunun tamamıyla kaldırılacağı kanaatindeyim.