Warhol’un ‘Azize Marilyn’i 20. yüzyılın en pahalı sanat eseri oldu: İşte o tablonun ilginç hikayesi…
Share This Article
“Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” sözü ile “Meşhuriyet” çağını Haber veren ABD sanat dünyasının ikonik karakteri Andy Warhol’un dünyaca ünlü Marilyn Monroe portresi 195 milyon dolara alıcı bulması kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
“Shot Sage Blue Marilyn” adını taşıyan tablo, New York’taki Rockefeller Center’da düzenlenen açık artırma sonrası sanat tarihine geçti.
Pop-Art sanat akımının öncüsü olarak anılan Warhol’un 1964 yılında, aktris Marilyn Monroe’nun ölümünden iki yıl sonra tamamladığı tablo, güncel değeri ile 20. Yüzyılın en pahalı ikinci sanat eseri olarak kayıtlara geçti.
Popüler kültür ürünlerini yaratıcı sanat eserlerine dönüştürdü
Göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen ve ABD sanat ve kültür hayatında önemli izler bırakan Warhol, popüler kültür ürünlerini yaratıcı sanat eserine dönüştürdü. Seri üretimi ve çirkinlikleri çalışmalarına yansıtan Warhol, sanatında yaratıcı bir düzen eleştirisi geliştirmişti.
Peki ama bu aykırı sanatçının çalışmaları dünya genelinde neden bu kadar rağbet görüyor? Tüketim kalıpları ve reklamlarla çevrilen çağımızda, Monroe’nun gizemli hayatı ile Warhol’u buluşturan bu çalışma ne anlama geliyor?
İşte dünyanın en pahalı tablosunun içinde barındırdıkları…
Kim bu warhol?
1960’lara damga vuran Pop Art hareketinin öncü isimlerinden olan ressamlığın yanında yazarlık, yönetmenlik, yapımcılık ve tasarımcılık yapan Andy Warhol, çok yönlülüğü ve sıradışı görüşleriyle her zaman dikkat çeken bir isim oldu.
Sanat hayatına atıldığında ticari sanata odaklanan Warhol, kariyerinin erken dönemlerinde illüstratör olarak çalıştıktan sonra, Mercedes-Benz ve Coca Cola gibi markalar için reklam kampanyaları yürüttü. Her şeyin hızla tüketildiği ve unutulduğu bir çağın içinde sanat yapıtları da biçim değiştirmeye başlamıştı.
Pop art ile İngiltere’de tanışan Warhol, dadaizmden süzülüp gelen bu akımı hemen sahiplenen ve ABD’de Pop-Art’ın en önemli temsilcisi olarak kabul ediliyordu. Popüler sanat olarak da adlandırılan bu akım ile ilgili olarak İngiliz sanatçı Richard Hamilton Pop-Art’ın çerçevesini çiziyor:
Popüler, geçici, harcanabilir, düşük maliyetli, seri üretimli, dikkat çeken.
59 yıllık hayatına pek çok şey sığdıran Warhol, günlük tüketim nesnelerini, ikon haline gelen şöhretli simaları ve küresel reklam simgelerini Pop-Art’ın malzemesi haline getirdi.
Bu açıdan, kült Film yıldızlarının onun sanatına yansımaması düşünülemezdi. Kimler yoktu ki, Marilyn Monroe, Elvis Presley ve Elizabeth Taylor başta olmak üzere döneme damgasını vuran birçok isim onun sanatında yer buluyordu.
Fakat bütün isimlerin içinde Marilyn Monroe’nun önemi Warhol için oldukça fazlaydı. 1950’lerin unutulmaz film yıldızı Monroe, Warhol için biçilmez bir sanat nesnesiydi. Monroe’nun güzelliği, hüznü, canlılığı, cinselliği, yalnızlığı ve ölümü Warhol’u kendisine çekmişti.
Warhol, “Shot Sage Blue Marilyn” tablosu ile Monroe’yu popüler kültürün ikonik yüzü haline getirirken, ikilinin konumu kimilerine Leonardo da Vinci ve Mona Lisa’yı çağrıştırdı.
Şurası açık ki Warhol, kendisinden önceki sanattan da, ondan sonra gelen temsilcilerden de radikal biçimde ayrılan özgün bir isimdi.
Tablo neden bu kadar önemli?
195 milyon dolara alıcı bulan ve 20. yüzyılın en pahalı sanat çalışması olarak kayıtlara geçen çalışma neden bu kadar önemli?
The Guardian tarafından 2004 yılında 500 sanatçı ve sanat eleştirmeninin katıldığı bir ankette, modern sanatın en etkili üç isminden biri seçilen Andy Warhol’a ait Marilyn tabloları pop art akımının simge çalışmalarından olarak gösteriliyor.
Sanat eleştirmenleri bu çalışmayı değerlendirirken, Warhol’un Monroe’nun ölümünden önceki şöhretli ve renkli yaşamı ile ölümünden sonraki kayboluşuna göndermede bulunduğunu öne sürüyor.
Bu anlamıyla hem biçim hem de tüketim çağına atıfta bulunması açısından, Marilyn tabloları Pop art akımının manifestosu olarak da görülmektedir.
1964’te Warhol, Marilyn Monroe’nun 1953 yapımı “Niagara” filmi için çektirdiği tanıtım fotoğrafından esinlenerek, turuncu, açık mavi, adaçayı mavisi ve turkuaz olmak üzere farklı arka planlara sahip beş Marilyn serigrafi portre hazırladığını anlattıktan sonra şunları ekler:
Ağustos 1962’de serigrafi yapmaya başladım… Her şey çok basit-hızlı ve tesadüfiydi. Bundan heyecan duydum… Marilyn Monroe o ay daha 36 yaşındayken hayatını kaybetti. O an kaybolup giden yüzünü yapma fikri geldi aklıma geldi.
Farklı arka planlara sahip beş Marilyn serigrafi portre hazırlayan Warhol, bunları Manhattan’daki East 47th Street’teki sanat atölyesi “The Factory”de (Fabrika) sakladı.
195 milyon dolara satışa çıkan tablonun gizli hikâyesi
Christie’s’de düzenlenen müzayede öncesi konuşma yapan Christie’s’ın yöneticisi Alex Rotter, “Shot Sage Blue Marilyn” için “20. ve 21. yüzyıl sanatının ve Amerikan pop kültürünün zirvesidir. Tablo klasik bir sanat yapıtının ötesine geçerek, 20. yüzyıl sanat ve kültürünün belirleyicisi haline gelmiştir” ifadesini kullandı.
Fakat Warhol’un “Shot Sage Blue Marilyn” tablosunu diğer çalışmalarından ayıran ise estetik ağırlığının yanı sıra, sıra dışı hikâyesi.
1964 yılında geçen olayda, performans sanatçısı olan ve atölyesi “Fabrika”nın fotoğrafçılığını yapan Billy Name, arkadaşı Dorothy Podber ile atölyeye gelir. Podber, üst üste dizili olan Marilyn tablolarını görür ve tabloları incelemeye başlar. Ardından Warhol’a onları çekip çekemeyeceğini sorar (İngilizcedeki shoot fiili hem tabanca ile ateş etmek hem de fotoğrafını çekmek anlamlarına geliyor).
Podber’in tabloları fotoğraflamak istediğini düşünen Warhol, bu talebi kabul eder. Podber yavaşça eldivenlerini çıkartır ve usulca çantasındaki silahı tablolara doğrultur ve dört Marilyn tablosuna ateş eder.
Fakat, turkuaz tonlu beşinci tablo olan “Shot Sage Blue Marilyn” diğerlerinin yanında olmadığı için kurtulur.
“Hayatta kalan” tabloyla ilgili 2002 yılında “How to Draw a Bunny” belgeselinde konuşan Name, bu olayı Podber’ın bir “performans gösterisi” olarak tanımlar. O gün tabloların fotoğraflarını çeken Name, Warhol’un kendisinden buna benzer bir olayın tekrar edilmemesini rica ettiğini söyledikten sonra kendisinin de Fabrika’dan ömür boyu men edildiğini anlatır.
Warhol’un başka pahalı eseri var mı?
Sıra dışı hikayelerle bezenen Monroe’nun portresi 20. yüzyılın “Mona Lisa”sı olarak tanımlanıyor. Fakat, Warhol’un büyük miktara alıcı bulan tek tablosu “Shot Sage Blue Marilyn” değil.
2008 yılında Warhol’un bir diğer ünlü portresi “Eight Elvises”, 100 milyon dolara satılarak dünya tarihinin en pahalı eserleri arasına girmişti.
“Blue Shot Marilyn” tablosu 1967 yılında Peter Brant tarafından 5 bin dolara satın alındığında o dönem için oldukça büyük ses getirmişti.
“Shot sage blue marilyn”in yeni sahibi kim?
1989 yılında Christie’s’de düzenlenen açık arttırmada Warhol’un “Shot Red Marilyn” tablosu ise 4,1 milyon dolara Masao Wanibuchi’e satılmıştı. “Orange Marilyn” ise 1998 yılında Si Newhouse tarafından 17,3 milyon dolara satın alındı.
Hafta başında Christie’s’de düzenlenen açık arttırmada ABD’li sanat simsarı Larry Gagosian, “Shot Sage Blue Marilyn”i 195 milyon dolara satın alarak, Warhol’un eserini en pahalı tablolar listesinde üst sıralara taşıdı. Birçok sanat galerisinin sahibi olduğu bilinen Gagosian’ın eseri kendisi için mi yoksa bir başkası için mi satın aldığı henüz bilinmiyor.
Dünya üzerindeki en pahalı eser mi?
20. yüzyılın en pahalı sanat eseri Warhol’dan önce Pablo Picasso’nun 1955 tarihli “Cezayirli Kadınlar”ı adlı tablosuna aitti. Picasso’nun ünlü eseri “Cezayirli Kadınlar”, 179 milyon dolara alıcı bulmuştu.
Warhol’dan önceki rekor ise 110,5 milyon dolar ile grafiti sanatçısı ve dışavurumcu ressam Jean-Michel Basquiat’a aitti.
Dünyanın en pahalı tablolarının başında Rönesans döneminin ünlü İtalyan ressamı Leonardo da Vinci’nin Hazreti İsa’yı resmettiği 450 milyon dolara satılan “Salvator Mundi adlı tablosu bulunuyor. Listenin başında ayrıca Willem de Kooning’in, Paul Cezanne’ın, Paul Gauguin’in, Rembrandt’ın ve Picasso’nun eserleri bulunuyor.
Fakat bu satışla, Warhol bir eserine en çok para ödenen Amerikalı sanatçı unvanını kazanmış oldu.
İsviçre merkezli Thomas ve Doris Ammann Vakfı’nın koleksiyonunda bulunan “Shot Sage Blue Marilyn”den elde edilen gelir dünyanın dört bir yanındaki çocuklar için eğitim ve sağlık programları oluşturmak için kullanılacağı açıklandı.
Christie’s Müzayede Evi ise satıştan sağlanacak gelirin İsviçre merkezli bir vakfa gideceğini doğruladı.
Warhol hayatını nasıl kaybetti?
Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanan Sanat eleştirmeni Arthur Danto’un kaleminden çıkan Andy Warhol biyografisinde, Warhol için “Sanat tarihinin ürettiği dahiye en yakın şey” ifadesi kullanılıyor.
Amerikan Pop Kültürün “İmparatoru” ve sanat tarihinin en ilginç kişiliklerinden biri olan çok yönlülüğü ve sıradışı görüşleriyle dikkatleri her zaman üzerine çeken Warhol’un hayatını bir o kadar çılgındı.
59 yapında hayatını kaybeden Warhol, Marilyn tablosunda yaşadığı şoku dört yıl sonra yeniden yaşamıştı.
1968 yılında, “SCUM Manifesto” editörü Valerie Solanas, Warhol’un birkaç filminde rol almış, filmini çekmesi için ona bir senaryo vermişti. Warhol’un senaryoyu beğenmemesi ve filmi çekmemesi üzerine Solanas, silahını yanına alarak Fabrika’ya gitmiş ve Warhol’u vurmuştu.
Silahlı saldırı sonrası Warhol’un öldüğü ilan edilmiş ama beş saatlik bir operasyonla kurtarılmıştı.
Warhol yazdığı kitapta kendisini derinden etkileyen bu saldırıyla ilgili, “Her zaman hayatı yaşamak yerine televizyon izlediğimden şüphe duyuyordum. Vurulduğum andan sonra televizyon izlediğimden emin oldum. Aslına bakarsanız yalnızca kanallar değişiyor, ama her şey televizyon” ifadelerine yer veriyordu.
Warhol, yaşamının son döneminde safra kesesi ile kronik sorunlardan muzdaripti. 20 Şubat 1987’de New York Hastanesi’ne kaldırıldıktan sonra ani kalp durmasıyla sonucu 59 yaşında hayata veda etti.
“Meşhuriyet” çağında her şey hızla tüketilip yok olsa da Warhol ismi ve yarattığı etki hâlâ Sanat çevrelerine ilham vermeyi sürdürüyor.
Bu yazı, 13.05.2022 tarihinde Hürriyet.com.tr’de yayımlanmıştır.