Bu yıl Berlin FIPRESCI Ödülü’nü kazanan, kurgu ile gerçeklik arasındaki sınırları ustalıkla ortadan kaldıran ve yönetmenliğini Aslı Özge’nin yaptığı ‘Faruk’, İstanbul Film Festivali gösterimlerinin ardından MUBI’de gösterimde. Kentsel dönüşüm olgusunu, kent ve birey arasındaki kopuşları merkeze alan “Faruk”un hikâyesi, sinemayla hayatın iç içe geçtiği eşsiz bir baba-kız portresi…
19 ve 20’nci yüzyıllar İstanbul’u, Avrupa’nın önde gelen diplomatik merkezleri arasında yer alıyordu. Osmanlı’da ortaya çıkan batılılaşma hareketi ile ortaya çıkan dönüşüm ve iç karışıklıklar ise uluslararası problemleri beraberinde getirdi. Bu nedenle, İstanbul adeta elçilik merkezi halini aldı. Bugün ise sefarethane binaları İstanbul’un kültür tarihinde önemli bir yer tutuyor. Dilerseniz kent tarihinde önemli yeri olan…
Deneysel tarzıyla geleneksel anlatı tekniklerine savaş açan, Amerikan edebiyatının en önemli yazarlarından William Faulkner, kurgu kenti Yoknapatawpha County’de doğa ve annelik güçlerinin sembolik tezahürü olan Gaia’nın da içinde olduğu çok katmanlı imgelerle bezenmiş bir dünya kurguluyor. Faulkner, “Döşeğimde Ölürken”de kendi gerçekliğinin içinde karakterleri ve nehirleri, yaratım ve yok oluşun paralel güçleri ile karşımıza dikiliyor.