"Sonsuz takdirleriniz ve şahsıma gösterilen söz dostluğu kâfi değildir. Bana maddeten zahir olmanız gerektir... 365 günde yani koca yılda bir defacık kesenizi İstanbul Ansiklopedisine açınız ve 1580 kuruş gibi, üç mavnacının Balıkpazarı’nda bir akşamlık rakı parasını vererek abone olunuz... Otuzuncu fasiküle gelmiş olan bu eser, benim namusumla, hayatımla sigortalıdır. Dilediğim elden ayaktan düşmeden bir gün…
Baş döndürücü hayatı gizemli görünüşü ile Annemarie Schwarzenbach, aşkın gücüne tutunurken yaşadığı dönem ve öncesinde LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılıklara ve şiddete karşı tavizsiz tavrıyla da öne çıkan bir isimdi. Onur haftasının ardından:‘Yakışıklı kadın’ Schwarzenbach’ı ve mücadelesini hatırlayalım…
“Bugünün şiirini ve müziğini oluşturabilmek için bir birikime her zaman ihtiyacımız olacaktır. İnsanların yaşadıkları, ardında bıraktıkları her ana duydukları nostalji ve özlem o günlere geri dönmek anlamına gelmez. Bugünleri yaparken o günlerden esinlenmek, beslenmek, zenginleşmek demektir bu.”
İstanbul’u İstanbul yapan hikâyeleri değil midir? Tatavla (Beygir ahırı) olarak anılan semt Pangaltı’dan güneye eğilimle inen eski bir dere yatağı çevresindeki tepecikler üzerine kurulmuş bir semt. Kayıtlara göre yaklaşık 470 yıllık bir tarihe sahip. 1929 yılında çıkan bir yangınla ismi Kurtuluş olan Tatavla da bu hikâyeleri oluşturan insanların yer aldığı biricik semtlerden. Dilerseniz bir semtin…
Türkiye’de felsefeye ilişkin çok sayıda yazı kaleme alındı. Bu maceralı yolculukta, ülkede yaşanan ve 100 yılı bulan bir maceranın ayak izlerini takip ediyoruz…