Share This Article
Evet bu bir klişedir ama klişeler her zaman gereksiz de değildir: Tarih kitapları 2024’ü, “Vay be, neler yaşamışlar. Bir yıla bunca şey nasıl sığar?” diye kayıt altına alacak. Ortadoğu’da genişleyen bir savaş, ABD Başkanlık Seçimleri, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın keskinleşmesi, Avrupa’da esen bir aşırı sağ poyrazı, ölenler, kalanlar, kaçanlar ve tarih sahnesine emin adımlarla çıkanlar… Bu yıl Dünya, tam anlamıyla ‘çıldırdı’.
1- Ortadoğu’da neler yaşandı?
3 Ocak: Ortadoğu, 7 Ekim 2023’te Hamas ve İsrail arasında çıkan savaşın İsrail’in operasyonlarıyla ciddi ölçüde bölgeye yayılması nedeniyle zaten alevli bir şekilde 2024’e geçiş yapmıştı. Bu yılın hemen başındaki olay, 2024’te bizleri nelerin beklediğini gözler önüne serdi:
2020 yılında Irak’ta öldürülen İranlı üst düzey general Kasım Süleymani’nin ölüm yıldönümündeki anmasında intihar bombalı saldırı düzenlendi. Tam 103 kişi öldü. Bu olay, İran’ın 2024 yılında göreceklerinin sadece küçük bir kısmıydı.
1 Nisan: İsrail, Suriye’nin başkenti Şam kentindeki İran Konsolosluğu’na hava saldırısı düzenledi. Saldırıda üçü kıdemli generel olmak üzere yedi yetkili öldü. İsrail bu saldırıyla hiçbir uluslararası hukuk kuralını ciddiye almayacağını ve tabu olan ne varsa yıkma yolunda olduğunu bir nevi ilan etti.
13 Nisan: Tüm dünya, 13 gün boyunca, “Acaba İran ne yapacak? Buradan bir dünya savaşı çıkacak mı?” anksiyetesi yaşadı. Ve 13. günün başında İran, İsrail’in saldırısına misilleme olarak İsrail’e yüzlerce drone ve füzeyle saldırdı. İranlı yetkililer saldırının başarıyla sonuçlandığını ve ölçülü, gerekli mesajı verdiklerini açıklasalar da İsrail saldırıda tek bir önemli noktanın bile zarar görmediğini öne sürdü.
19 Mayıs: İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Azerbaycan’dan dönerken helikopter kazasında hayatını kaybetti.
Tüm dünya ilk olarak suikast şüphesiyle yeniden gerildi. Ancak meselenin açıklanan yüzü başkaydı. İranlı yetkililer, Cumhurbakanı Reisi’yi çok eski bir helikopterle, kötü hava koşullarında, kötü bir güzergah üzerinde taşımaya karar vermiş ve Reisi bir kaza sonucu ölmüş.
5 Temmuz: İran’da Cumhurbaşkanı Reisi’nin ölümünün ardından yapılan Cumhurbaşkanığı Seçimleri’nin ikinci turunda, rakibine göre mollalara daha uzak ve daha reformist bir çizgide olan Mesud Pezeşkiyan cumhurbaşkanı seçildi.
30 Temmuz: İsrail, oklarını Filistin’de bulunmayan Hizbullah ve Hamas hedeflerine yöneltti.
Lübnan’ın başkenti Beyrut’a düzenlediği saldırıda Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükr öldürüldü.
31 Temmuz: Hizbullah komutanı Şükr ile neredeyse senkron olan bir operasyonla, İran’ın yeni cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın yemin töreni için İran’ın başkenti Tahran’da bulunan Hamas lideri Haniye, kaldığı otelde uzaktan kumandalı bombanın patlatılması sonucu öldürüldü. Bu saldırı, İsrail’in Hamas’a ve İran’a vurduğu en önemli darbelerden bir olarak kayıtlara geçti.
17 Eylül: İsrail, 30-31 Temmuz tarihlerinde olduğu gibi bir ‘senkron’ operasyon daha yaptı. Lübnan’da Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazları, İsrail tarafından patlatıldı. 12 kişi öldü, 3 bine yakın kişi yaralandı. İsrail bu saldırıyla Hizbullah’ı takip ettiğini ve ulaşabilecek mesafede olduğunu gösterdi. Bu istihbari başarı, Hizbullah’ın lider kadrosunun çözülüşünü getirdi.
18 Eylül: Çağrı cihazlarının patlatılmasından bir gün sonra Lübnan’da bu kez telsizler patlatıldı. Bu kez 25 kişi öldü. Hizbullah saldırılardan İsrail’i sorumlu tutarken, İsrail saldırıların sorumluluğunu üstlenmedi.
27 Eylül: 30 yıldan uzun süredir Hizbullah lideri olan Hasan Nasrallah, İsrail’in Beyrut’a düzenlediği hava saldırısında öldürüldü. Nasrallah’ın ölümü, İran’ın direniş ekseni olarak tanımlanan Tahran-Irak-Şam-Beyrut-Gazze hattının en önemli ayaklarından biri olan Beyrut’a büyük darbe vurdu.
16 Ekim: Hamas lideri Yahya Sinwar, İsrail’in Refah’a düzenlediği saldırıda öldürüldü. Sinwar’ın korumalarıyla Refah’ta giderken rutin bir İsrail devriyesi tarafından fark edildiği ve droneların harekete geçmesiyle kimliğinin net olarak belirlenmesinin ardından binaya bombalı saldırı gerçekleştirildiği bildirildi.
8 Aralık: Ve Suriye… 13 yıllık savaş 12 günde bitti. Suriye’de 61 yıllık Baas, 53 yıllık Esad yönetimi ve 13 yıldır süren iç savaş, başını IŞİD‘in içinden çıkan Heyet Tahrir El Şam grubunun çektiği muhalif güçlerin 12 günlük ilerleyişi sonucu Şam’da kontrolü sağlamasıyla sona erdi.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, muhaliflerin Şam’a girmesinin ardından Rusya’ya sığındı.
Suriye’de muhaliflerin ilerlemesi, tüm dünya tarafından şok edici karşılandı. Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail ile çatışan Şii Hizbullah güçleri nedeniyle bu iki kuvvetin de Şam’dan desteğini sahada fiilen çekmesinin muhaliflerin ilerlemesinde etkili olduğu görüşü hakim. Ancak Heyet Tahrir El Şam gibi, Rusya ve Şam yönetimine karşı sadece Idlib’te tutunabilen ve Türkiye, ABD, AB tarafından terör örgütü olarak tanınan bu grubun başarısının arkasında ise bazı devletlerin de facto desteğinin olduğu iddiaları mevcut.
Muhalif örgütler ilk olarak Halep’i aldı. Daha sonra Humus ve Hama da alındı. Güneyde Dera da alınınca, Esad için çember kapandı. Esad, bir Rus birliğiyle Rus üssüne giderek Rus jetiyle Rusya’ya kaçtı. Bugün artık Suriye’de yeni bir dönem var. Bu yeni dönemin en önemli aktörü ise Türkiye.
HTŞ’nin lideri Colani, Milli İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın’ın Şam’da Emevi Camii’nde namaz kıldığı gün, şoför koltuğuna oturarak Kalın’ı gezdirdi. Daha sonra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Şam’a giderek Colani ile görüştü. Tüm Batı dünyası, Colani’den bir demokrasi kahramanı yaratma sürecini fiilen başlattı.
2- Seçimlerde ne sonuçlar çıktı?
19 Nisan: Hindistan’da haftalarca sürecek ve milyonlarca insanın oy kullanacağı, dünyanın en büyük katılımlı seçimi başladı. Hindistan Başbakanı Modi, bu seçime de favori olarak girdi.
1 Haziran tarihinde ise 642 milyon kişinin oy kullandığı seçimi, anketleri yanıltmayarak mevcut Başbakan Modi kazandı.
7 Mayıs: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, mart ayında yapılan seçimleri kazandı ve Kremlin Sarayı’nda beşinci kez görevini devam ettirmek üzere yemin etti.
2 Haziran: Meksika tarihinde bir ilk yaşandı ve Claudia Sheinbaum ülkenin ilk kadın başkanı seçildi.
9 Haziran: Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri, Avrupa siyasetinde depreme sebep oldu. Birçok büyük ülkede aşırı sağın kazanımlar elde etti. Aşırı sağcı partiler, II. Dünya Savaşı sonrası kurulan merkez sağ-merkez sol eksenli kıta siyasetini temelden sarsacak ölçüde gücünü artırdı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, parlamento için ülkesinde erken seçim kararı aldı.
5 Temmuz: Brileşik Krallık Genel Seçimleri, 14 yıldır iktidardaki Muhafazakar Partisi’nin yenilgisiyle sonuçlandı. Keir Starmer liderliğindeki İşçi Partisi iktidar oldu. Brexit’in ardından siyasi istikrarsızlıkla savrulan Muhafazakar Parti ise ciddi bir oy kaybı yaşayarak muhalefet safına çekildi.
7 Temmuz: Fransa’da genel seçimin ikinci turunda en çok oyu büyük bir sürprizle, sol partilerin ittifakı Yeni Halk Cephesi aldı. İlk turu birinci tamamlayan aşırı sağcı Ulusal Birlik ise bu kez umduğunu bulamadı ve üçüncü oldu. Hiçbir parti Fransa Parlamentosu’nun alt kanadı olan Ulusal Meclis’te çoğunluğu sağlayamadı.
Bu durum Fransa’da bir siyasi kriz yarattı. Parlamentoya hakim olmak için Macron’un atadığı adayın aşırı sol ya da aşırı sağa taviz vermesi gereken bir durum ortaya çıktı.
21 Temmuz: 2024 Seçimleri için ön seçimleri kazanarak yeniden aday olan ABD Başkanı Joe Biden, Başkan adayı Donald Trump’la Demokratlara yakın CNN kanalında bir münazaraya çıktı. Yaşı ve davranışları nedeniyle ‘demans’ iddiaları ortaya atılan Biden, Trump karşısında unutmak istediği bir performans sergiledi.
Münazaranın ardından Demokrat Parti karıştı. Biden, adaylığına yönelik sert eleştirilerin ardından ilk olarak mücadeleye devam mesajı verse de daha fazla dayanamadı ve adaylıktan çekildi. Başkanlık yarışında yardımcısı Kamala Harris’i desteklediğini duyurdu.
5 Kasım: ABD’de gerçekleşen Başkanlık seçiminin kazananı Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump oldu. 47. ABD Başkanı seçilen Trump, Demokratların adayı Kamala Harris’i yendi.
Tüm dünyanın günlerce sürmesini beklediği, tarihin en kritik ve yakın seçimlerinden biri olduğunu tahmin ettiği seçim, birkaç saat içinde Trump’ın net zaferiyle bitti. Cumhuriyetçiler, tüm kademelerde çoğunluğa erişti. Trump, rekor kırarak alması gereken tüm salıncak eylaletleri aldı.
4 yıl sonra Beyaz Saray’a geri dönmeye hazırlanan Trump, 20 Ocak’ta yemin ederek görevine başlayacak.
24 Kasım: Romanya’da cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunu, sürpriz bir sonuçla aşırı sağcı ve Rusya yanlısı Georgescu kazandı. Hiçbir aday ilk turda mutlak çoğunluğu sağlayamadığı için ikinci tur seçimlere gidilidi.
İkinci tur seçimler 8 Aralık 2024 tarihinde yapılması planlandı. Ancak, 6 Aralık 2024 tarihinde Romanya Anayasa Mahkemesi (CCR), ilk tur seçim sonuçlarını iptal etti ve seçim sürecinin tamamen yeniden düzenlenmesini talep etti. Romanya, mart ayında yeniden seçime gidecek.
16 Aralık: Almanya Başbakanı Olaf Scholz, kasım ayında koalisyon ortağı Hür Demokratların liderini Maliye Bakanlığı’ndan alınca koalisyon dağıldı. Scholz, parlamentoda yapın güven oylamasını kaybetti. Ülke, 23 Şubat’ta erken seçime gidiyor.
3- Dünyadan seçkiler…
29 Ekim: İspanya’da, yıllık beklentiden fazla düşen yağışın ülkenin doğusunda meydana gelmesi ile sel doğal afeti yaşandı. Sağanak, Valencia, Kastilya-La Mancha ve Endülüs’ü de kapsayan doğu İspanya’nın geniş bölgelerine yıllık beklenenden fazla yağış getirdi. Bu felaket sonucu oluşan sel suları, 227 kişinin yaşamını yitirmesine ve 11 kişinin kaybolmasına yol açtı.
1 Aralık: ABD’de Biden yönetimi, 3 yıldır vermediği izni seçimleri kaybettikten sonra vererek; Ukrayna’ya ABD menşeili uzun menzilli füzelerin Rusya topraklarında kullanımı izni verdi. Putin, Ukrayna’nın bu hamlesine hipersonik füze ile karşılık verdi.
3 Aralık: Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol kararıyla, ülke tarihinin son 50 yılında ilk kez sıkıyönetim ilan edildi. Parlamentoda çoğunlukta olan muhalefet, halkı protestoya ve parlamentonun önüne çağırdı. Binlerce insan parlamentoya akın etti. Milletvekilleri asker barikatlarını aştı ve sıkıyönetim kararını geçersiz bırakan bir oylama gerçekleştirdi. Ülkedeki sıkıyönetim krizi 6 saat sürdü.
Yeol’ün başarısız sıkıyönetim girişiminden 2 hafta sonra parlamento Yeol’ü görevinden azletti. Anayasa Mahkemesi’nin onaylaması halinde Yeol Devlet Başkanlığı görevini resmen devredecek.