Share This Article
Massive Attack için şunu söyleyebilirim; öyle bir kendilerine has soundları var ki artık yeni bir şarkılarını duyarsam kimin olduğunu hemen anlayabilirim. Sanıyorum bu, bir müzisyenin en hayalini kurduğu başarılardan biridir.
Sahneden Türkçe metinlerle mesajlarını veren Massive Attack, 2014’ten bu yana yıpranan, harap olan Ukrayna’yı, taş üstünde taş kalmayan Gazze’yi görseller ve müzikler eşliğinde dinleyenlere aktardı. Her şeyiyle ayarlanmış, her şeyiyle dozunda, her şeyiyle yerindeydi.
Mesajların içinde başka neler mi vardı?
Çocuk seks çetelerini yöneten elitler, Güvenlik Konseyi’nin onayladığı Gazze konusunda “derhal ateşkes sağlanmasını ve tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasını” bildiren karar, geçmişten günümüze anavatanlarından kovulan ve mültecilere dönüştürülen vatandaşların rakamsal boyutu, sökülen, yok edilen ve yakılan ağaçların yaklaşık miktarı, Filistin istatistikleri, insanlara ait verilerin nasıl saklandığı ve kullanıldığı, nüfusu azaltmak için yapılan girişimler, tüm politikayı ve medyayı kontrol eden güçler, ve daha birçok şey…
2yaka, her pazar haftanın öne çıkanlarını e-posta kutunuza taşıyor.
Rock ruhu eskisinden farklı
Festivallerle dolu eski Türkiye’yi özleyenlerin, 20 sene önce oğluyla gelen babaların bu sefer torunuyla geldiği, birkaç saat olsun kendini olmamız gereken refah ve renk dolu ülkenin içinde hissetmek isteyenlerin doldurduğu bir konserdi. Sanıyorum hiçkimse memnuniyetsiz ayrılmamıştır.
Ancak şunu da not edelim, rock ruhu eskisinden farklı. Konseri izlemeye gelen kitle protest bir kitle değil. Öyle ise bile göstermiyorlar ki bu da davranışların farklılaştığının en büyük göstergelerinden. Apolitik bir rock tutkunu bana çocukları hiç sevmeyen bir anaokulu öğretmeni gibi oksimoron geliyor. Müzik bizim kendimizi ifade etme biçimimizse, Massive Attack kolektif bilincimizin dışa yansıması. Bu bilinçten ‘mücadele’ hissini çıkarmamalıyız. Buradayız, burada yaşıyoruz, buranın bir parçasıyız.