Share This Article
Kralın Laneti / Will Heinrich / Çev. Zeynep Enez / Jaguar Kitap / S.192 / Roman
Joseph Malderoyce çok genç yaşta resme başlar ama Mondrian’ın resimleriyle tanışınca asla onun kadar iyi bir ressam olamayacağını anlayıp vazgeçer. Tüberküloza takıntılı şekilde merak duyan, felsefi görüşlü biridir Joseph. Ailesinden yüklü bir miras kalınca, çalıştığı hukuk firmasından istifa eder ve ülkenin en kuzeyinde küçük bir kasabaya yerleşir. Orman kenarındaki evinde münzevi bir hayat sürerken bir sabah verandasında uyuyan, fena halde dövülmüş bir çocuk bulur.
Kimsesiz ve yardıma muhtaç olduğu anlaşılan Abel, böylece Joseph’ın hayatına girer ve çok geçmeden onun en yakını olur. Ama ilişkileri ilerledikçe, şeytani bir zekâya sahip Abel’ın davranışları tuhaflaşmaya başlar. Sonunda Joseph, evinde kendi eliyle beslediği bu sorunla yüzleşmek zorunda kalır.
Son derece titizlikle işlenmiş, tüyler ürpertici bu çağdaş roman, insan ruhunun kötücül doğasını ve karanlık köşelerini keşfe çıkıyor. Olayların sadece karakterler arasında değil, aynı zamanda gizliden gizliye okurla karakterlerin arasında da geçtiği kitaplardan olan Kralın Laneti, Zeynep Enez’in çevirisiyle…
İnsanların En Gizli Hatırası / Mohamed Mbougar Sarr / Çev. Şirin Erkan Leitao / Everest Yayınları / S. 504 / Roman
Senegalli genç yazar Diégane Latyr Faye, 1938’de Paris’te yayımlandığında büyük ses getiren fakat kısa süre sonra tüm nüshaları toplatılan gizemli bir romanın peşine düşer. Diégane’ın “zenci Rimbaud”nun peşinde Senegal’den Fransa’ya, Amsterdam’dan Arjantin’e uzanan hikâyesi, insanlık tarihinin büyük trajedilerinin, sömürgeciliğin, Shoah’ın, erotik aşkın, hakikat ile kurmaca arasındaki kanlı çekişmelerin iç içe geçtiği bir örümcek ağına dönüşür.
Yayımlandığı 2021 yılında Senegalli yazar Mohamed Mbougar Sarr’a Goncourt Ödülü kazandıran ve hararetli edebiyat tartışmalarına konu olan İnsanların En Gizli Hatırası, intihal suçlamaları sonrasında gözden düşen Afrikalı bir yazarın peşinde bütün bir edebiyat ekosistemini ve edebi kanonu mercek altına alıyor.
Büyülü gerçekçi anlatılardan tarihi romana, biyografiden polisiyeye, farklı türler arasında ustaca gezinen İnsanların En Gizli Hatırası, Sarr’ın Malili yazar Yambo Ouologuem’in hayatından ilham alarak kurguladığı dördüncü ve Türkçeye tercüme edilen ilk romanı.
“Fakat siz Afrikalı yazarlar ve entelektüeller, kendinizi bazı kimliklendirmelerden sakının. Burjuva Fransa, vicdanını rahat tutmak için elbette içinizden birini kutsayacak. Arada bir başarıya ulaşan ya da model mertebesine yükseltilen bir Afrikalı çıkacak ortaya. Fakat inan bana, temelde yabancısınız ve eserleriniz ne derece değerli olursa olsun yabancı kalacaksınız. Siz buralı değilsiniz.”
Mösyö İbrahim ve Kuran’ın Çiçekleri / Eric Emmanuel Schmitt / Çev. Bahadırhan Bozkurt / Doğan Kitap / S. 56 / Roman
“Verdiğin sonsuza dek senindir. Sakladığın ise ebediyen yitmiştir!”
Moïse’in, babasıyla birlikte yaşadığı Mavi Sokak’ta dükkânından sürekli konserve aşırdığı, “sokağın Arap’ı” Mösyö İbrahim’le kurduğu dostluk, babasının intiharından sonra baba oğul ilişkisine dönüşür. Moïse, dünyaya bilge bir gülümsemenin ardından bakan Mösyö İbrahim’le Sufiliğin dünyasına adım atacak, Kuran’ın arasına sakladığı kurumuş çiçeklerin dünyevi olan her şeyi aşan sevgisini tadacaktır.
Sinemaya da uyarlanan Mösyö İbrahim ve Kuran’ın Çiçekleri Yahudi bir çocukla Müslüman bir bakkalın, kanbağlarına, etnik ve dinsel önyargılara, düşmanlıklara galebe çalan dostluklarının hikâyesi.
Sessizliğin Politikası / Eva Meijer / Çev. Gül Özlen / Kaplumbaa Kitap / S. 92 / Düşünce
Güçlünün sesinin gür çıktığı, güçsüze pek söz düşmeyen bir dünyada yaşıyoruz. Yazar ve filozof Meijer, Sessizliğin Politikası’nda susma, susturma ve sessiz kalma üzerine şahsına münhasır tahliller yapıyor. Kitaptaki denemeler, okurlarını tüm bu meseleleri bir kez daha düşünmeye davet ediyor.
Bourdieu Şehirde – Kentsel Teoriye Meydan Okumak / Loic Wacquant / Çev. Tuğba Zeynep Şen / İstanbul Bilgi Üni. Yayınları / S. 272 / İnceleme
Sanayi sonrası metropolde marjinallik, etnisite ve ceza sistemi üzerine otuz yıllık karşılaştırmalı araştırmalarına dayanan Loïc Wacquant, Pierre Bourdieu’nün kent kuramcısı olarak yeni bir yorumunu sunuyor. Simgesel uzam (dünyayı algıladığımız ve düzenlediğimiz zihinsel kategoriler), toplumsal uzam (sermayenin farklı biçimlerdeki dağılımı) ve fiziksel uzam (yapılı çevre) arasında kurduğu triyalektik yoluyla bizi kenti keşfetmeye davet ediyor. Bu okumaya göre, Bourdieu’nün topolojik sosyolojisi bize sadece enerji vermek için değil, aynı zamanda kent çalışmaları kanonuna meydan okumak ve teorik ufkunu yeniden çizmek için araçlar sunmaktadır.
Wacquant, “kenti” sermayelerin (çoğul olarak) birikim, çeşitlenme ve çekişme sahası ve tarihsel mücadelelerin merkezi ve paydası haline getiren alacalı habitusların bir araya gelme ve çarpışma zemini olarak yeniden düşünmeyi önermektedir. Kentin Bourdieu’nün sosyolojisinin kalbinde paradoksal bir eksiklik olduğunu ve düşüncesini “kentleştirmenin” onun alanlar teorisini güçlendirdiğini ancak eylem açıklamasını sarstığını da göstermektedir.
Wacquant, simgesel iktidar ve devletin rolünü ön plana çıkaran metropolün toplumsal incelemesine yönelik yeni-Bourdieucü programının formülasyonundaki her adımda, argümanlarının disipliner ve ulusal sınırların ötesinde uyandırdığı itirazlarla yüzleşir ve eleştirilere yanıt verir. Bu da, okuyucularının Bourdieu’yü anlama ve metropolü görme biçimlerini değiştirmeyi amaçlayan kitaba alışılmadık bir güç ve özel bir netlik kazandırmaktadır.
Özlü ve keskin bir dille yazılmış olan Bourdieu Şehirde, sosyoloji, antropoloji, coğrafya, kent çalışmaları, kent planlaması ve toplumsal teori sahalarındaki öğrenci ve akademisyenlerin yanı sıra Bourdieu’nün çalışmalarına ve kendi çalışmalarıyla olan bağlantısına ilgi duyan, toplumsal ve beşeri bilimler alanlarında çalışan herkesin ilgisini çekecektir.
Kamu ve Sorunları: Siyasi Sorgulama Üzerine Bir Deneme / John Dewey / Çev. Sevgi Halime Özçelik / Can Yayınları / S. 160 / Düşünce
Filozof ve eğitimci John Dewey, Kamu ve Sorunları’nda bizi demokrasinin kalbine doğru derin bir yolculuğa çıkarıyor. Dewey, etkileyici bir üslup ve çarpıcı tespitlerle, sürekli değişen bir dünyada kamunun karşılaştığı zorlukları araştırıyor, bilgili ve ilgili bir vatandaşlığın temel rolü hakkında zamana meydan okuyan bir bilgelik sunuyor.
Bu klasik eser, toplumun dinamiklerini ve toplum içindeki bireylerin sorumluluklarını anlamak isteyenler için yol gösterici bir ışık olmaya devam ediyor. Dewey’in etkin ve bilgiye dayalı kamu vizyonu, ilk yayımlandığı zaman olduğu gibi bugün de güçlü bir şekilde yankılanıyor ve bizi daha iyi bir yarını şekillendirmek için kolektif gücümüzü benimsemeye çağırıyor.