Henri Matisse Kimdir?
Share This Article
1869’da Fransa’nın Le Cateau kentinde dğan Henri Matisse, 20. yüzyılın en önemli ressamlarındandır.
Sanatçı Henri Matisse, İspanyol ressam Pablo Picasso ile birlikte yirminci yüzyılın ilk yıllarında görsel sanatlardaki devrim niteliğindeki gelişmelere imza atmış, resim ve heykel alanında dönemini şekillendirmiş sanatçılardan biri olarak kabul edilir.
Henri Matisse’in hayatı
Henri Matisse, 1869 yılında Kuzey Fransa’nın Nord ilinin Le Cateau-Cambrésis kentinde zengin bir tahıl tüccarının en büyük oğlu olarak dünyaya geldi. Bohain-en-Vermandois, Picardie’de büyüdü.
Aslen Paris’te Hukuk Fakültesi’nde okuyan Henri Matisse, 1890 yılında Goupil’in Traite de Peinture’ünü okuyunca resme özendi. Kendi deyimiyle ‘bir tür cennet’ keşfetti ve sanatçı olmaya karar verdi, ancak hukuk serüvenini yarıda bırakarak babasını derinden hayal kırıklığına uğrattı. Sanatçı Henri Matisse, Gustave Moreau’nun Ecole Nationale des Beaux-Arts adlı atölyesinde eğitim aldı; Rouault, Camoin ve Marquet ile çalıştı.
Başlangıçta geleneksel tarzda natürmortlar ve manzaralar çizen sanatçı Henri Matisse, Jean-Baptiste-Siméon Chardin, Nicolas Poussin ve Antoine Watteau gibi eski ustaların eserlerinin yanı sıra Édouard Manet gibi modern sanatçılardan ve Japon sanatından etkilendi.
1896’da, öğrenciliği döneminde Avustralyalı ressam John Russell’ı ziyaret etti. Russell onu empresyonizmle ve arkadaşı Vincent van Gogh’un çalışmalarıyla tanıştırdı. Matisse’in tarzı tamamen değişti; parlak renkler için toprak rengi paletinden vazgeçti. Sanatçı Henri Matisse, Russell’ın öğretmeni olduğunu ve Russell’ın ona renk teorisini açıkladığını söyledi. Aynı yıl Matisse, Société Nationale des Beaux-Arts’ın salonunda ikisi devlet tarafından satın alınan beş tablo sergiledi.
Fovizm, empresyonizmin muhafaza ettiği temsili veya gerçekçi değerlerin üzerinde ressamlık niteliklerini ve güçlü renkleri vurgulayan, Henri Matisse tarafından Fransa’da geliştirilen bir sanat akımıdır. En önemli özelliği, tüpten çıkmış gibi çiğ ve bağıran renklerin doğrudan kullanımıdır. 1900’lerde başlayan Fovizm, 1910’dan sonra da devam etti. Sanatçı Henri Matisse’nin bu döneme ait resimlerinde noktalarla boyama stili yerini düz motifler hâlinde özgürce uygulanan, çarpıcı saf renklere, geniş kesik fırça darbelerine bırakmıştır.
1900 ile 1905 yılları arasında yaptığı eserlerin yoğun renkçiliği, ona Fauvlardan (Fransızca’da “vahşi hayvanlar” anlamına gelir) biri olarak ün kazandırdı. Sanatçı Henri Matisse en iyi eserlerinin çoğunu, düzleştirilmiş formları ve dekoratif desenleri vurgulayan titiz bir üslup geliştirdiği 1906’dan sonraki on yılda yarattı.
1910’da Münih’te büyük bir İslam sanatı sergisini gezdikten sonra İspanya’da Mağribi sanatı üzerine iki ay geçirdi. 1912’de ve 1913’te Fas’ı ziyaret etti ve Tanca’da resim yaparken çalışmalarında siyahın renk olarak kullanılması da dahil olmak üzere çeşitli değişiklikler yaptı.
Matisse ve Picasso ilişkisi
Nisan 1906 civarında Matisse, kendisinden 11 yaş küçük olan Pablo Picasso ile tanıştı. Ömür boyu arkadaş ve rakip olan ikilinin arasındaki en önemli fark, Matisse’in doğadan çizim yapması, Picasso’nun ise hayal gücünden çalışmaya daha yatkın olmasıdır. Her iki sanatçının da en sık resmettiği konular kadınlar ve natürmortlardı.
Henri Matisse 1917’de Paris’ten taşınarak Nice şehrinin bir banliyösü olan Fransız Rivierası’ndaki Cimiez’e yerleşti. Bu taşınmayı takip eden yaklaşık on yılda yaptığı çalışmalar, sanat çevreleri tarafından ‘yaklaşımında bir gevşeme ve yumuşama’ olarak yorumlandı.
Naziler Haziran 1940’ta Fransa’yı işgal ettiğinde ziyaret amaçlı Paris’te olan sanatçı Henri Matisse, işgal altındaki kentten Nice’e geri dönmeyi başardı. O zamanlar New York’ta bir galeri sahibi olan oğlu Pierre, fırsatı varken kaçması için yalvardı. Matisse, Nazilerin Fransa işgalinden kaçmak için Brezilya’ya gitmek üzereydi ama fikrini değiştirdi ve Vichy Fransa’nın Nice kentinde kaldı. Henri Matisse, şu sözleri sarf etti: “Değeri olan herkes Fransa’yı terk ederse, Fransa’dan geriye ne kalır?” En beğenilen sanatçılarından birinin kalmayı seçmesi işgal altındaki Fransızlar için bir gurur kaynağı haline geldi.
Henri Matisse, savaş boyunca çoğunlukla güney Fransa’da yalnız kaldı ancak ailesi Fransız direnişiyle yakından ilgiliydi. New York’ta sanat tüccarı olan oğlu Pierre, temsil ettiği Yahudi ve Nazi karşıtı Fransız sanatçıların işgal altındaki Fransa’dan kaçıp Amerika Birleşik Devletleri’ne girmelerine yardım etti. 1942’de Pierre, New York’ta efsane haline gelecek olan ‘Sürgündeki Sanatçılar’ adlı bir sergi düzenledi.
Karın kanseri teşhisi konan Matisse, kendisini tekerlekli sandalyeye ve çoğu zaman yatağa bağımlı bırakan bir ameliyat geçirdi. Resim ve heykel fiziksel zorluklar haline gelmişti, bu yüzden yeni bir tür ortama yöneldi. Asistanlarının yardımıyla kesilmiş kağıttan kolajlar veya dekupaj oluşturmaya başladı. Asistanlarının guaj boyasıyla boyadığı kâğıtları çeşitli renk ve boyutlarda keserek, canlı kompozisyonlar oluşturacak şekilde düzenledi.
Son heykelini 1950’de, son resmini 1951’de tamamlayan Matisse, ölümüne kadar kağıttan kestiği kolajları tek aracı olarak kullandı. 1952’de Le Cateau’da kendi eserine adanmış bir müze olan Matisse Müzesi’ni kurdu.
Matisse, 3 Kasım 1954’te 84 yaşında kalp krizinden öldü. Nice’in Cimiez semtindeki Monastère Notre Dame de Cimiez mezarlığına gömüldü.
Sanatçının Model Caroline Joblau’dan 1894 doğumlu Marguerite adında bir kızı oldu. 1898’de Amélie Noellie Parayre ile evlendi. Çiftin Jean ve Pierre adında 1899 ve 1900 doğumlu iki oğulları oldu. Marguerite ve Amélie sıklıkla Matisse’e modellik yaptı.
Henri Matisse eserleri nedir?
Sanatçı Henri Matisse imzalı, siyah tonların ağırlıkta olduğu 1914 tarihli Notre-Dame Görünümü ve Collioure’da Fransız Penceresi I. Dünya Savaşı’nın karamsarlığını taşıyan, dönemin başyapıtları olarak gösterilir. 1914 yılında yaptığı asıl ismi The Cat with Red Fish (Kedi İle Kırmızı Balık) olan eseri, tuval üzerine yağlı boya tekniği ile betimsel bir çalışma örneği sunuyor. 1918 tarihli Keman Kutulu İç Mekan onun yeniden canlanan renk ve ışık ilgisini yansıtır.
1931-33 yıllarında gerçekleştirdiği ve üç parçadan oluşan büyük Dans frizi, Dans’la birlikte 1935 tarihli Pembe Nü ve 1939 tarihli Müzik; sanatçının öne çıkan ve yinelenen temalarını içeren eserlerindendir.
Jazz adlı kitap için 1947 yılında gerçekleştirdiği, kesilmiş kâğıt üzerine guaj tekniğindeki çalışmalar Matisse’in yerleşmiş sanat anlayışının farklı bir sunumunu oluşturur.