Baş döndürücü hayatı gizemli görünüşü ile Annemarie Schwarzenbach, aşkın gücüne tutunurken yaşadığı dönem ve öncesinde LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılıklara ve şiddete karşı tavizsiz tavrıyla da öne çıkan bir isimdi. Onur haftasının ardından:‘Yakışıklı kadın’ Schwarzenbach’ı ve mücadelesini hatırlayalım…
Aşkın varlığıyla dolup taşan, hemcinslerinin bedenine ve güzelliğine duyduğu aşkla özgürleşen Annemarie Schwarzenbach, gittiği ülkelerde kalemini ve fotoğraf makinesini elinden düşürmeden kimilerince “hasta” diye nitelenen queerlerin uğradığı ayrımcılığı ve yaşadığı güçlükleri kayda geçiriyor. Mutlu Vadi, ünlü İsviçreli yazarın kendisi gibi yalnızlığı tadışıyanları ve onunla aynı duyguları paylaşanları anlattığı bir novella.
Gazeteci Paul Mason da ufuktaki faşizm tehlikesine ilişkin kaleme aldığı ‘Faşizmi Nasıl Durdururuz?’ başlıklı kitabında, bugünü göz önünde bulundurarak filmi geri sarıp faşizmin geçmişte hangi şartlarda olgunlaştığını incelerken aslında hayli güncel bir sorun olduğunu ortaya koyuyor.
Toplumsal cinsiyet rollerine savaş açmış bir Barbie, feminist bir yönetmenin Hollywood’da yarattığı pembe, plastik feminist bir ütopya. Yıllarca kadın bedenini sömürmüş bu yapılar bile kadınları destekleyici bir imaj çizmek ister gibi görünse de Barbie’nin adım atar atmaz şoktan şoka girdiği gerçekliği bizler her gün deneyimliyoruz. Üstelik Hollywood ve Barbie’nin üreticilerinin de bu gerçeklikteki inşasındaki payıyla…