‘İçindekiler’, her hafta işlediği farklı konularla sanatçıların ve edebiyatçıların yaşamlarına pencereler aralamaya devam ediyor… ‘İçindekiler’ bu hafta, Orhan Veli’nin ‘Tahattur’ şiirinin tek sayı yayımlanabilen ‘Küllük’ dergisinin kapatılmasında rol oynayıp oynamadığına; eleştiriden beslenen ama kendi yolunu çizen şair Edip Cansever ile Ahmet Hamdi Tanpınar arasında yaşanan ilginç diyaloğa yer veriyor…
Türk çağdaş heykel sanatının öncülerinden biri olan Kuzgun Acar, yaşamını soyut heykeli araştırmaya, yenilenmeye adadı. Çok erken sayılabilecek bir yaşta hayata gözlerini yuman Kuzgun Acar’ın kişiliğini, sanatını ve kısa yaşamını arkadaşı Mengü Ertel’in kaleminden okuyalım.
“İspanya’daki sözüm ona iç savaş, sonuna yaklaşıyordu Tristan Tzara’ya rastladığımda. Ben Moskova’dan geliyordum, o İspanya’dan ve soracak taptaze soruları vardı hazırda. Hem de Türkiye üstüne, Türk şiiri üstüne ve ona sözünü ettiğim şair dostum, şu ömrünü tutuklanmakla geçiren Nâzım Hikmet üstüne sorular…”
Mizah büyük ve engellenemez bir silah. Gerek hazır cevaplılığıyla, gerek zekasıyla ve gerekse diliyle büyük kitleler tarafından benimsenmiş can simididir. Mizah toplumsal olmak zorunda olduğu için değil, onun içinden çıktığı için bir maddi güçtür. Bu nedenle Türk mizahının köklü bir geçmişi vardır.
Her toplumsal ve tarihsel eşik aynı zamanda mizahın da toplum nezdinde ön plana…