Share This Article
Cumartesi Anneleri/İnsanları, 29 yıldır Galatasaray Meydanı’nda kayıpların son bulması, kaybedilenlerin akıbetinin açıklanması, kalıntılarının ailelerine teslim edilmesi, gözaltında kaybetme suçunun fail ve sorumlularının yargılanarak adaletin sağlanması için eylemde. Mücadelelerinde 1000’inci haftaya giren Cumartesi Anneleri, altı yıl sonra ilk defa bariyerlerin gölgesinde değil “hafıza mekan”larında anmalarını yapıyor.
Türkiye’nin en kitlesel hak arama mücadelesinin başladığı o ilk günleri böyle anlatıyordu Filiz Koçali. 1980 darbesinden ağır yaralı çıkan toplumsal muhalefet, 90’lı yıllarla birlikte yeni bir karanlık döneme girmişti.
Kayıp insanların sayısının 10 binin üzerine çıktığı 20 Mart 1995’te, Hasan Ocak’ın işkence edilmiş bedeninin İstanbul’da bir ormanda bulunduğu ve kimsesizler mezarlığına gömüldüğü ortaya çıkmıştı. Hasan Ocak ilk ‘kayıp’ değildi ama bu kez ortada çok sayıda tanık ve kanıt vardı. Kamuoyunun dikkatini konuya çekmek için bir araya gelen 30 kadar kayıp yakını, Galatasaray Meydanı’nda oturmaya karar verdi.
Evlatlarının bekleyen anneler 1999’a gelindiğinde devletin yoğun baskısıyla karşı karşıya kaldı. Gözaltılar, artan baskı ve şiddet nedeniyle eyleme ara verildi. Ta ki, 2009 yılına kadar.
2018 yılında anneler yine benzer bir tablo ile karşı karşıya kamış, 700’üncü hafta eylemleri dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından engellenmişti. Bütün baskılara rağmen geri adım atmayan annelerin tek dilekleri, kayıpların son bulması, kaybedilenlerin akıbetinin açıklanması, kalıntılarının ailelerine teslim edilmesi, gözaltında kaybetme suçunun fail ve sorumlularının yargılanarak adalet karşısında hesap vermesi.
Cumartesi Anneleri/İnsanları altı yıllık engellemelerin ardından bugün ilk defa bariyerlerin gölgesinde değil “hafıza mekanımız” dedikleri Galatasaray Meydanı’nda anmalarını yapıyor.
1000 haftadır adaletin yerine gelmesi için yılmadan bekliyorlar…